Anadolu Hisarı’nın 40 yıllık muhtarı ve aynı zamanda annesi Nazmiye’nin koltuğuna bu kez kızı Güzin Merve oturdu. Güzin Merve, kahvecilik, balıkçılık yapıp kendilerine bakan, kağıt ve teneke toplayıp fakirlere et ve tavuk dağıtan, sonra Mehmetçik Vakfı’na bağışta bulunan annesinin müthiş hayat hikayesini anlattı.
10 YIL ÖNCE EVDEN ÇIKMIŞ
Mahallede yürürken herkesle selamlaşıp hal-hatır soran Güzin Merve aslında ev hanımıymış. Muhtar annesine yardım amaçlı 10 yıl öncesinde başladığı serüven onu bu seçimde yaşanan bazı olaylar ve durumlar nedeniyle önce aday, sonra muhtar yapmış. 65 yaşında. Bir kızı bir oğlu var. Doğma büyüme Hisar’ın havasını soluyanlardan.
İstikametimiz İstanbul Beykoz’a bağlı Anadolu Hisarı Mahalle Muhtarlığı. Ziyaretimiz nedeni ne adres ne de bir kişi sormak. Amacımız annesinin 40 yıllık muhtar koltuğuna oturan mahalle muhtarı Güzin Merve ile konuşmak. Muhtarlık sahilde iskelenin karşısında. Saçları beyazlamış bir hanım köşede oturuyor. Selam verip içeri giriyoruz. Kendimizi tanıtma faslı sonrası sohbete başlıyoruz. Tabii ki sohbetimiz sırasında “şimdiki zamanda” kalmaya özen gösteriyoruz ama “geçmiş zaman” buna izin vermiyor. Nedeni ise Güzin Merve’nin annesi efsane muhtar Nazmiye Korkmazlar.

Acıları daha sıcak. Mahallenin annesi ve artık bizim de annemiz olan “Nazmiye Anne” bu dünyadan göçeli çok kısa bir süre olmuş. Güzin Merve’ye soruyoruz. ‘40 yıl muhtarlık yapan annenizden sonra mührü teslim almanız için ne diyorlar?’ Başlıyor anlatmaya. Aslında 2 rakibine tarihi fark atıp muhtar seçilmesinde annesinin hakkını veriyor ama evde ona takıldığını da belirterek “Nazmiş seni nasıl devirdim” diye takıldığını söylüyor.
Geçiyoruz mesleğin ayrıntılarına. İkametgahtan başlıyoruz. Güzin Hanım “Adamın 6 TL’yi verecek gücü yok. Utanıp sıkılıyor. Bu durumda olan insanların işini görüp para pul istemeden gönderiyoruz. Muhtarlık belli yerlerde amacından sapıyor. Büyük ve zengin yerlerdeki aday sayılarına ve seçim döneminde yaşananlara bakın ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Muhtar adayları birbirlerini öldürüyor” diyerek farklı bir bakış açısı da sunuyor.
Sohbetimiz sırasında zabıta geliyor birilerini soruyor. Muhtar Hanım, numaraları bilgisayara bakmadan hafızasından söylüyor. 2514 nüfusu olduğunu ve hepsini tanıdığını belirtiyor.
ÜNLÜLERİN ADRESİ
Mahalle sakinleri arasında kimler yok ki. Ali Koç, Erdoğan Demirören, rahmetli Mehmet Ali Birand’ın eşi ve oğlu, Mehmet Barlas, Kahraman Sadıkoğlu, Uğur Dündar. Ve Güzin Merve, bu saydığımız isimlerden Ali Koç, Erdoğan Demirören ve Zeynep Tekeli’nin fakirlere yaptığı yardımları özellikle belirtiyor. Bunun sadece kendi döneminde değil annesi zamanında da yapıldığını ifade ediyor.
“Annenizin boşluğunu doldurabiliyor musunuz?” dediğimizde şimdiki zamanı bırakıp tamamiyle geçmiş zamana geçiyoruz. İnanılmaz bir özveri, fakirler ve yardıma muhtaçlar için gösterilen çaba, insan hayatına sığdırılan dolu dolu örnek gösterilecek bir yaşam. İşte şimdiki muhtar Güzin Merve’nin ağzından bir önceki 40 yılını mahalle muhtarlığına veren Nazmiye Korkmazlar’ın (95) yani annesinin hikayesi.
‘BEN ONUN GİBİ OLAMAM’
“Halk benden annemin yaptıklarını yapmamı istiyor. ‘Kağıt topla’ diyor. Ben yapamam onu. Annemin yapısı öyleydi. Onun şartları ile benim şartlarım değişti. Annem hep dışarıdaydı. Ben muhtarlıkla dışarı çıktım. O gençliğinden çocukluğundan beni çalışan biriydi. Sabah 5’te kalkardı.
Annem 1919’da Sürmene’de doğmuş. 1936’da babamla evlenek Hisar’a taşınmış. Babam balıkçı reisi. Babam tembel yetiştirildiği için annem çok çalışmış. Kahvecilikten balıkçılığa ameleliğe kadar her şeyi yapmış. Bizi annem büyüttü. 20 sene muhtar azalığı yaptı. Muhtarlara maaş bağlanacak diye bakkal Muammer Çay ‘Nazmiye abla ben bu işi bırakacağım gel sen muhtar ol maaş alırsın ileride de emekliliğin olur’ demiş. Annem muhtarlığa öyle geçti.
‘MEHMETÇİK VAKFI’NA BAĞIŞ’
Fakirlere, hastalara yardım ederdi. Muhtarlık yaparken kola tenekelerini, gazeteleri toplardı. Beylikdüzü’nden bile arabasının bağajına kağıtları doldurup getirenler olurdu. Bunun için deposu vardı. Kağıt ve tenekeleri satıp parasıyla buranın halkına muhtar maaşını üzerine ekler et ve tavuk dağıtırdı. Dağıtırken birinin elinde pahalı marka bir sigara görünce bıraktı. Paraları Mehmetçik Vakfı’na bağışladı. Mehmetçik Vakfı’nın kitabında ona 2 sayfa yer ayırdılar.
DEPREMZEDELERE YARDIM
Biz evde anne görmedik. Bize sevgisini fazlasıyla verdi ama zamanı çaldı dışarıya verdi. Yaseminin Penceresi programına çıktıktan sonra İstanbul’un her yerinden ona kağıt yardımı geldi. Ali Kırca’nın programına iki kere çıktı. Düzce depremi sonrası yardım için 21 kere gittik. Halktan para ve malzeme toplayıp götürdük. Orada kimseye vermedik kendi elimizde ihtiyaç sahiplerine tek tek dağıttık.Hayatını dolu dolu istediği gibi yaşadı. Bizim müdahalemezi hiç meydan vermedi.
HAYATTAYKEN MAHALLE İÇİNE BÜSTÜ DİKİLDİ
Zeynep Kamil Hastaneleri’nin kurucusunun kızı Zeynep Tekeli, Nazmiye Anne’yi çok seviyor. Büstünü yaptırıyor. Ancak yaşayan kişinin büstünü bir yere dikilmesi biraz sıkıntılı. Bunun için çok büyük uğraş veriliyor. Ve o büst dikildiğinde Nazmiye Anne hem mutlu oldu hem de bazı kişilerin tepki göstermesinden dolayı üzüldü. O büst, mahallenin içinde Anadolu Hisarı’nda otobüs durağının hemen arkasında.
CANLI CANLI MEZARA GİRDİ
Nazmiye Anne’nin en büyük hobisi mezarlık temizlemekmiş. Ön kapıdan girip arka kapıya kadar her mezarı temizler ve onlarla konuşurmuş. Mahallenin kimsesizleri için mezar almış ve üzerine ‘Garipler’ diye yazdırmış. Kendi mezarını ise 15 yıl önce almış. Hatta içine yatmış ve ‘ölümden korkacak bir şey yokmuş. Çok rahat’ demiş.
MEKANIN CENNET OLSUN NAZMİYE ANNE.
TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR VE SENİN GİBİ ANNELERE İHTİYAÇ DUYUYOR.
TEŞEKKÜRLER GÜZİN MERVE.