Girip çıkanın belli olmadığını hissettiren tepkisel bir sözdür… Peki neresidir? Dingo kimdir? Gerçekten böyle bir kişi var mıdır? Ve bu söz nasıl ve niçin kullanılmıştır? İşte hikayesi…
“Burası Dingo’nun Ahırı değil” sözünü duymayanınız kalmamıştır sanırım. Hele gençken eve geç gelindiğinde anne, baba vurgusuyla tarafınıza sunulduğunda tadından yenmez. İnsan merak ediyor kim bu Dingo, nereden geliyor “Burası Dingo’nun Ahırı mı?” sorusu…
Tramvaylar, 1852’de Amerika’da, 1855’de Fransa’da ve bunu takip eden yıllar içerisinde de diğer Avrupa ülkelerinde kullanılmaya başladı. Neden İstanbul’da da tramvay hattı olmasın diyen Konstantin Karapano Efendi, 1869’da hükümete Galata’dan Ortaköy’e, Eminönü’nden Aksaray’a ve Aksaray’dan Topkapı ve Yedikule’ye doğru hatlar inşa etmeyi teklif etti. Kabul edilen proje neticesinde, 31 Temmuz 1871 yılında şehrin ilk tramvayı Azapkapı-Beşiktaş hattı açıldı ve işletmesi 40 yıl süreyle Karapano Efendi’nin kurduğu ‘İstanbul Tramvay Şirketi’ne verildi.

Eminönü-Aksaray, Aksaray-Yedikule ve Aksaray-Topkapı hatlarının da açılması ile, ilk işletme yılında 430 at kullanılarak 4,5 milyon yolcu taşındı.
Gelelim Dingo’nun Ahırı’na… Atlı tramvay kullanımı artarken bir yandan da İstanbul, yağmurlu havalarda kayganlaşan zeminleri ve yokuşları ile atları zorlayarak gücünü kesiyordu. Bu durumda takviye gerekliydi. Şirket yine devreye girdi ve atlı tramvay güzergahındaki yokuş başlarına at istasyonları, yani küçük ahırlar inşa etmeye başladı. Tramvay, yokuş başında iken yedek at vagona koşulur, görevi bitip yokuş sonuna varıldığında da at, ahırdaki görevli seyis tarafından vagondan ayrılarak geri götürüldü.
İşte Dingo adındaki Rum vatandaş da bu ahırlardan, günümüzde Taksim’deki Sular İdaresi ile Fransız Konsolosluğu arasında bulunanı işletirmiş. Şişhane Yokuşu’nu çıkabilmek için Azapkapı’da takviye at koşulan tramvaylar, Taksim’e getirilir, vagondan ayrılarak Dingo’nun Ahırı’nda dinlendirilir, ardından da boş olarak Azapkapı’ya takviye kuvvet olarak götürülürmüş.
Bütün gün Ahıra bir sürü atın girip, çıkmasından dolayı, ‘Burası Dingo’nun Ahırı mı, giren çıkan belli değil’ sözünün günümüze ulaştığı söyleniyor.

Dingo’nun Ahırı Taksim Sular İdaresi Maksemi binası ile Fransız Konsolosluğu arasında kalan sokakta, artık tam olarak saptanamayan bir yerde. Yorulan atların mola yeri olan ahırın bir zamanların otoparkı olduğu düşünülürse, şimdi sokakta yer alan otopark yanındaki binaların tarihi düşünüldüğünde, Dingo’nun Ahırı’nın yerini almış olabilir.
DİNGO KİMDİR?
Dingo, atların mola verdiği ahırı işleten Rum vatandaşımız. İçki içmeyi çok seven Dingo’nun, sürekli sarhoş olması ve gün boyu uyuması nedeniyle, gelip giden müşterilerle ilgilenen insanların sürekli değişmesi ve at sahiplerinin kiminle muhatap olacaklarını anlayamaması “Burası Dingo’nun Ahırı mı?” sorusunun günümüze kadar gelmesinin nedenlerinden biri.
Nur içinde yat Sayın Dingo…