AKARETLER

GEÇMİŞ ZAMANIN YAŞAM ALANLARI; BAZEN AĞLAR, BAZEN MIRILDANIR AMA HER DAİM KONUŞURLAR. ZATEN HİÇ SUSMASINLAR, MELODİLERİ “YENİ’’ OLSA DA, BURAM BURAM ESKİ İSTANBUL KOKAN ŞARKILAR ÇALMAYA DEVAM ETSİNLER…

O melodiler çalmaya devam etsin diye zarar vermeden restore etmek; hürmet ve vakit işidir, sabır ister. Medeniyetlerin yaşayışını, duygu ve düşüncelerini günümüze taşıyan tarihi yapılar sadece ülkemizin değil tüm insanlığın ortak mirası olarak kabul edilir. O nedenle de bu mirasın korunması milletler üzerinde tarihi bir sorumluluktur.

Tarihi eseri sevmenin özü, zamanın izlerini taşıyan eski bir ahşaba, ya da siyahlaşmış bir taşa dokunmakla duyulan heyecandır ve bu heyecanın içinde bilgi yatar. Bu heyecanı geleceğe taşımamızın bir borç olduğunun, bunu ödemenin tek yolunun da tarihi yapılarımızı, tüm çabamızla en az müdahaleyle ayakta tutmak olduğunun bilincine varmak gerek… Maçka’nın alt sınırında, Beşiktaş semtinin girişinde; saray mutfağının hemen bitişiğinde bulunan Osmanlı’nın ilk toplu konut projesi olarak kabul edilen Akaretler, günümüze taşınan değerlerimizden sadece biri. Projeleri ile İstanbul’a önemli mimari eserler vermiş Sarkis Balyan’a ait olan Akaretler ‘Sıra Evleri’, gerek 140 yıllık zengin tarihi, gerekse konumu ile bir İstanbul harikası…

Akaretler Sıra Evleri’nin bir kısmı 1875 yılında Sultan Abdülaziz döneminde sarayda çalışan muhafızlar ve ağaların kalması için bugünkü anlamıyla lojman konutlar olarak yapılmış. Bir kısmı da Aziziye Camii’ne gelir getirmesi amacıyla o zamanki azınlık yabancı nüfusuna kiraya verilmiştir. Akaretler Sıra Evleri’nin belki de en önemli özelliği mimari projesinin Sarkis Balyan tarafından çizilmiş olmasıdır. Balyan Ailesi o dönemde Beylerbeyi Sarayı, Dolmabahçe Sarayı gibi İstanbul’daki çok önemli eserlere imza atmıştır. Sarkis Balyan Dolmabahçe’de özellikle barok ağırlıklı süslemeli bir üsluptan sonra Akaretler’de çok daha sade bir dille ve en önemlisi yokuş yukarı çıkan mevcut topografyaya uygun, aykırı olmayan bir sadelikte proje yaratması onun mimarı başarısının ispatıdır. Buranın mimari ve kültürel açıdan iki önemli noktası vardır: Birincisi Osmanlı’nın haliyle Türkiye’nin ilk toplu konut projesi olması, dolayısı ile Akaretler Sıra Evleri Türk sivil mimarisi açısından bir mihenk taşıdır. İkincisi de içinde yaşayanların miras bıraktığı tarihtir.

Şu anki W Otel’in girişi olan bölüm, II. Abdülhamit tarafından dönemin saray ressamı Fausto Zonaro’ya (1854-1929) tahsis edilmiştir. Zonaro dünya literatürüne girmiş birçok tablosunu burada yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra ise Akaretler Sıra Evleri, Vakıflar Genel Müdürlüğü çatısı altında olan Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne geçmiş ve uzun bir dönem kamu kurum ve kuruluşlarına ev sahipliğinde bulunmuş. Daha yakın tarihlere gelecek olursak, 1980 döneminden sonra Akaretler Sıra Evleri’ni daha çok personeli için lojman olarak kullanmıştır. 1987 yılına gelindiğinde ise Net Holding tarafından yap-işlet-devret modeliyle 49 yıllığına kiralanınca ilk kez restorasyonu gündeme gelmiştir.

1987 yılından itibaren 13 kez proje değiştiren Akaretler Sıra Evleri’nin restorasyonu, Bilgili Holding tarafından 2008 yılında tamamlanmıştır.

ATATÜRK’ÜN İZLERİ

Restorasyonla ilgili bilgi veren Bilgili Holding Genel Müdür Yardımcısı ve Projeler Genel Koordinatörü Mimar Levent Abay’ın söylediğine göre bina, ayrıcalıklı bir tarihe sahip. Ayrıcalığı, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın savaş yıllarında kızıyla birlikte 1,5 yıl burada yaşamış olmasından kaynaklanıyor. Fırsat buldukça annesini bu binada ziyaret eden Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Anadolu’ya geçmeden bir gün önce de burada kalmış ve 15 Mayıs 1919 sabahı buradan çıkarak Tophane’de kendisini bekleyen Bandırma Vapuru’na binmiş ve Samsun’a hareket etmiş…

Abay’a, restorasyon sürecinde en çok zorlayan neydi? diye sorduğumuz da; “Restorasyon bir bütündür, ciddi bir araştırmadır. Bu araştırmanın sonunda özgün olan parçaları, sonradan eklenen parçaları, niteliksiz olanların ayıklanmasıdır. Bu ayıklamayı yaptıktan sonra da restorasyon çalışmalarına başlarsınız. Ama bizi en çok etkileyen bu süreçler değildi, en zor kısmı herhalde trafiğin bu kadar yoğun olduğu şehrin merkezi noktasında böyle büyük bir çalışmayı yürütmekti. Hem çalışmalardan dolayı çevreye en az rahatsızlığı vermeye çalışacaksınız, hem de iyi bir programlama ile özellikle projenin lojistik ihtiyacını aksatmadan karşılayacaksınız. Biz bu yüzden birçok faaliyetimizi gece yapmak zorunda kaldık. Bunun dışında duvarların analiziyle ilgili yaptığımız ön çalışma zorlayıcıydı. Sıvanın altında ne olduğunu bilemediğimiz için bütün sıvaları tamamen soyup tüm duvarlara tek tek bakmak durumunda kaldık. Bu bizi çok oyaladı. Çünkü soyduğumuz yerlerde beklemediğimiz yarıklar ve deformasyonlarla karşılaştık. Harman tuğlası dediğimiz dolu tuğlalardan buraya özgü yaklaşık 900 bin adet tuğla Eskişehir’de üretilerek buraya getirildi. İstanbul Teknik Üniversitesi ile yaptığımız ortak bir çalışma ile binalarımızın fiziki yapısının özellikle depreme karşı statik anlamda güçlendirilmesini sağladık. Binanın eser niteliğinde olan kısımlarındaki tadilatlar yine İstanbul Teknik Üniversitesi ile yapılan ortak çalışmalarla orijinaline uygun olarak yapıldı” diyerek açıklıyor. İstanbul’un tarihi dokusunun hissedildiği önemli yapılardan sadece biri olan Akaretler Sıra Evleri, Doğu ve Batı’nın buluştuğu, eski bir imparatorluğun modern şahidi olarak hala ayakta. “140 yıl” öncesinin dokusunu alır mısınız bilmem ama tarihe tanıklık etmiş bu mirası görmek isterseniz eğer, birbiri ardına açılan yeni mekân ve galerilerle şehrin tarihle harmanlanmış modern dokusunu vermeye hazır bir şekilde misafirlerini bekliyor…

SARKİS BALYAN

(1835-1899) Osmanlı döneminde yaşamış Ermeni Balyan mimarlar ailesinden bir mimardır. Yine bir mimar olan Garabet Amira Balyan’ın oğludur. 1843 yılında ağabeyi Nigoğos Balyan’la birlikte Paris’e giderek Collège Sainte-Barbe de Paris’i bitirdi. Ecole des Beaux Arts’dan mezun oldu. İstanbul’a döndükten sonra babası ve ağabeyiyle birlikte çalıştı. Osmanlı padişahı II. Abdülhamid’in istibdat döneminde Avrupa’ya sürgüne gönderildi. Sürgünden ancak 15 yıl sonra gelebildi.

Sarkis Balyan’ın Önemli Eserlerinden Bazıları

» Beylerbeyi Sarayı’nı, babası Garabet Amira Balyan’la birlikte (1861 – 1865)

» Çırağan Sarayı’nı ortağı Kirkor Narsisyan ile birlikte (1863 – 1871)

» Pertevniyal Valide Sultan Camii’ni, kardeşi Hagop Balyan’la birlikte (1871),

» Akaretler Sıra Evleri 138 daireli evler (1874)

» Harbiye Nezareti, bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Taşkışla binası

» Mekteb-i Tıbbiye, bugünkü Galatasaray Lisesi’nin binası

NOTLAR

Akaretler, Sıra Evleri olarak adlandırılan toplu konut tipinin İstanbul’daki en önemli örneğidir. Yapımına Ocak 1875’te irade-i hümayunla başlanan evlerin mimarı Sarkis Balyan’dır. Bu evler kira konutu olarak tasarlanmış ve bunlardan elde edilecek gelirle Aziziye Camii’nin yapılması planlanmıştır. Yapıldığı dönemde Akaretler, 133 konut birimini ihtiva eder.

Balkan Savaşları’nda Selanik’in düşman işgaline uğramasından sonra Mustafa Kemal, Annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Atadan İstanbul’a göç ettiler ve 76 numaralı binayı kiralayarak 1912-1918 yılları arasında Akaretler’de oturdular. Bu evde Mustafa Kemal Paşa, dilbilimci Ferdinand Saussure’i tanıdı ve ileride hayata geçireceği Dil Tarih Kurumu’nun ilk nüvelerini burada attı.

Yazı: Dilara Gülşah Azaplar / Fotoğraf: Sadık Mustafa Kalaman

 

Marmara Life sayı 96 – Mayıs/Haziran 2016

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s