İPEK YOLU, HAN HANEDANI DÖNEMİNDE TANIMLANAN RESMİ TİCARET YOLLARI AĞI OLARAK DOĞUDA BUGÜNKÜ ADI XİAN OLAN CHANG’DAN BAŞLAYIP, BATIDA AKDENİZ’DE SONA ERİYORDU. BU SAYEDE ÇİN’İ, ROMA VE OSMANLI İMPARATORLUKLARIYLA BAĞLAMIŞ OLUYORDU.
Bu makalemde kısaca Bursa şehrinin Doğu ile Batı arasında tarih boyu devam etmiş olan, özellikle 12. ve 18. yüzyılları kapsayan ipek ticareti açısından önemine değinmek istiyorum. Bursa, sadece ipek değil diğer Asya menşeli mallar açısından da ticaret ve alışveriş anlamında Doğu ile Batı arasında bir dünya pazarı sayılmaktaydı.
OSMANLI İPEK YOLU TARİHİNDE BURSA’NIN YÜKSELİŞİ İtalyanlar Tebriz’de katledildikten sonra, İranlı ipek tüccarları için yeni ticaret Trabzon-Pera veya Konstantiniyye (İstanbul) olmuştu. İtalyan tüccarlar Bursa’yı kullanıp Pera’da duraklıyor ve değerli malların ticaretini yapıyorlardı. Bursa’nın kısa zamanda uluslararası ticaret merkezine dönüşmesi Osmanlı ekonomik yapılanmasına da büyük katkı sağlamış ve ekonomik yapılanmanın lokomotif konumuna erişmiştir. Ekonomiye sağladığı katkılar neticesinde Osmanlılar her zaman ipek yolunu kontrol altında tutmak istedi, 14. ve 15. yüzyıllarda da kullanılmaya devam etmesi önemliydi. 1400’lerde en iyi ipeğin 3 merkezde: Şam, Kaffa ve Bursa’da üretildiği söylenir. 1400 ile 1630 yılları arasında Bursa, İran’dan gelen ham ipek ile Batı’nın yünlü kumaşları için uluslararası bir pazar konumuna dönüştü. 14. yüzyılın ikinci yarısında İtalya ile Tebriz arasındaki ticari trafik Trabzon-Konstantiniyye’den Tebriz-Bursa’ya doğru kaymıştı.
BURSA’NIN 14. VE 16.YÜZYILLARDAKİ RAKİPLERİ 1487-1512 yılları arasında Bursa, ipek ithalatı açısından rekor seviyede rakamlara ulaştı. Sakız Adası’ndan tacirler Bursa’ya mastika getirip ham ipekle takas etmek istiyordu. Cenevizliler ve Yahudiler ise Bursa pazarındaki İran ipeği için Floransalılarla rekabet içindeydi. Ancak, 15 ve 16. yüzyıllarda tüccarların çoğu ağırlıkla Müslüman, İranlı ve Azerilerdi. Türk tüccarlar yün kumaşa karşılık İtalyanlarla ham ipek ticareti yapıyordu.
BURSA’DA İPEK FİYATLARI 1500’lerde ipek fiyatları mevsimlere göre 62 ile 69 akçe arasında değişebiliyordu. Bursa’daki ipek fiyatlarına kısaca değinmek gerekirse, aslında temel olarak İran’dan gelen ham ipeğin hacmine göre , yani ham madde arzına göre fiyat belirlenmekteydi. Bu zaman dilimi içerisinde ipek fiyatlarına etki eden 3 ana sorun oluşmuştu:
- Stokların yetersizliği
- İran’a uygulanan ambargo
- İran’la savaş durumu
Her ne kadar 1467 ile 1580 arası dönemde ipek fiyatları 70 akçe civarında seyretse de siyasi ve ekonomik çalkantılar nedeniyle piyasalar enflasyona yenik düşmüş ve top-ipek fiyatlarında artış gözlemlenmişti. 1582’lerde 250 akçeye fırlayan ipek fiyatları, 1637 yılında 394 akçeye dayanmıştı.
DÜNYA POLİTİKASINI ETKİLEYEN İPEK TİCARETİ İpek ticaretinin 1250’den bugüne dünya politikasını etkilediği bir gerçektir. İpek Yolu’nun kontrolü, Osmanlı ile İran arasında her zaman bir anlaşmazlık konusu olagelmiştir. 17. yüzyılın ortalarında ipek, ithal edilen mallar arasında çok önemli bir konuma gelmiştir. Hem Osmanlı hem de İranlılar, ipek ticareti ve ipek yolundan alınan vergiler neticesinde maddi kazançlarını her geçen sene kat be kat artırdılar. Vergilendirmeye gelindiğinde ise, hazinenin ham ipek ticaretinden yüklü miktarlarda ciro elde ettiğini görmekteyiz. Ticaret yollarına bakıldığında, deniz aşırı pazarların kontrolü de öncelikli olarak denizlerdeki üstünlüğe dayanıyordu. Hatta Venedik, bu nedenden dolayı Levanten pazarını İngiliz ve Hollandalılara kaptırmıştı.
YÜNLÜ KIYAFETLER VE DİĞER EŞYALAR Avrupalılar yün kıyafetler getirerek ipekli ürünler ve tipik Osmanlı ürünleri arasında yer alan Van muzu, balmumu, misk, tiftik (özellikle Ankara tiftiği), biber, Bursa ipekli kıyafetleri, ilaç ve bazen de balık yumurtası, yün, pamuklu kıyafetler, kilim, halı, hayvan derisi ve kürkleriyle değiştiriyorlardı. Uluslararası tacirler arasında Bursa ipeği ve Ankara tiftiği oldukça fazla beğenilse de, baharatlar da Osmanlı Ticaret Tarihinde önemli bir yere sahipti. 15. yüzyılda Bursa, Hindistan ve Arabistan’dan gelen baharatlar için önemli bir geçiş merkezi haline dönüşmüştü. Ancak, yeni kıtaların keşfiyle İpek Yolu inişe geçmeye başladı. Ham maddeye kolay ulaşım, ucuz ürünler ve uçsuz bucaksız topraklar, küresel tacirleri Amerika kıtasına yönlendirdi. Deniz yolu ise Trans – Atlantik hattında önem kazandı.
YENİ İPEK YOLU TİCARET KUŞAĞI “Tek Kuşak Tek Yol”un kalbinde yatan olgu, ticarette karayolu kuşağının orijinal İpek Yolu’ndaki ülkeleri de kapsayacak şekilde Orta Asya, Batı Asya, Orta Doğu ve Avrupa’dan geçerek yeniden yaratılmasıdır. Tek Kuşak Tek Yol’un başarısının anahtarı ise Çin ile Avrupa arasında kapanmamış olan kara ve tren yolu hattının yeniden ele alınarak geliştirilmesinde yatmaktadır. Plana dahil olan 60’dan fazla ülke, dünya ekonomik büyüklüğünün üçte birine ve küresel nüfusun da yarısından fazlasına sahiptir. Çin’in bu çalışma ile varmak istediği son noktayı, tarihi İpek Yolu’nu Afrika ve Latin Amerika’ya kadar uzatmak şeklinde ifade edebiliriz. Yukarıda bahsi geçen strateji, gittikçe kötüleşen ekonomik duruma ve kaynayan jeopolitik sorunlara yenilikçi çözüm getirebilecek bir metot olarak küresel yönetimler nezdinde Çin tarafından sunulmuştur. Geçtiğimiz günlerde Kazakistan’ı ziyaret eden Başbakan Sn. Ahmet Davutoğlu, eski İpek Yolu’nun yeniden şekillenmesinin Türkiye’nin elinde olduğunu ve bu sayede başta ekonomi ve enerji olmak olmak üzere, halkları birbirine bağlayan ilişkiler kurmayı hedeflediklerini söylemişti. Çin Halk Cumhuriyeti’nin başlattığı ve Türkiye dahil birçok ülkenin de desteklediği “Eski İpek Yolu”nun yeniden canlandırılması projesi sayesinde özellikle Bursa ve İstanbul, Çin kentleriyle ortaklıklar kurarak birlikte faydalanabilirler. Hem Bursa hem de İstanbul, tam da Sn. Davutoğlu’nun bahsettiği iki kıtanın kesişme noktasında yer almaktadır
NOTLAR
- İpek Yolu, Han Hanedanlığı döneminde tanımlanan resmi ticaret yolları ağıydı.
- 1400’lerde en iyi ipek 3 ana merkezde üretilmekteydi: Bursa, Şam, Kaffa.
- 15. yüzyılda uluslararası ticaret merkezine dönüşen Bursa, Dünya Politikasının şekillenmesinde uzun yıllar önemli rol oynadı.
“TEK KUŞAK & TEK YOL” Çin’in “Tek Kuşak & Tek Yol” isimli yeni stratejisi, Bursa ve İstanbul’un uluslararası ticaret hacimlerini artırmaya yardımcı olabilir.
Yazı: Mehmet Onur PARTAL
İpek yolunun üzerinde bulunuşumuz bizi kalkındırıyordu ancak deniz yolu ile ticaretin başlaması ile bu ticareti elimizden kaybettik. Ancak konum itibariyle bugün başka ticaretlerden kazanabiliriz. Ambargo uygulanan İran vb. komşu ülkelerden alıp batıda piyasaya sunarak.. İnşallah bu olur da yine yolumuzu buluruz..
BeğenBeğen