TÜRK BASKETBOLUNUN ALTIN İSMİ, GALATASARAY VE MİLLİ TAKIM’IN ANTRENÖRÜ ERGİN ATAMAN, EUROCUP ZAFERİNİ ANLATTI…
“Sezon başında Galatasaray Euroleague’in dışında bırakıldığında çok üzüldüm. Çünkü Galatasaray bunu hak etmemişti. O zaman “Biz de Eurocup’ı alıp Euroleague’e direkt katılırız. Bakalım o zaman ne yapacaksınız” demiştim… Bir bakıma, bir taşla iki kuş vurduk. Hem Eurocup’ı kazandık, hem de ait olduğumuz yere, yani Euroleague’e katılma hakkı kazandık. İngilizce’de O’nu tanımlamak için tek bir kelime yeterli: Winner… Türkçe olarak özetlemek içinse “Kazanmak için doğmuş adam” demek gerek… Evet, belki de genlerine işlenmiş bir özellik onun için kazanmak… Türk basketbolunun hemen hemen her tarihi adımında, kaldırılan her kupada yer alması başka nasıl açıklanabilir? Ergin Ataman O… Ya da Galatasaray taraftarının dilindeki lakabıyla İmparator… Aslında “Daha kariyerinin ilk adımında, Anadolu Efes’ten ayrılıp baş antrenör olarak görev aldığı ilk takım olan Türk Telekom’da kazandığı Cumhurbaşkanlığı Kupası “Geliyorum” deyişinin habercisiydi. Sonrasında Pınar Karşıyaka’ya demir attı… Öyle bir fırtına çıkardı ki sadece 6 hafta içinde, Efes onu transfer etmek için bonservis bedeli ödedi İzmir ekibine… İşte 1999-2000’deki bu geçiş, Ataman’ın ‘İmparator’luğa giden yoldaki en kritik adımıydı. Efes’i Aydın Örs yönetiminde tam 4 kez eşiğinden döndüğü Final Four hedefine ulaştırırken, Türk basketbolu adına bir ‘ilk’e imza atıyordu. Sonrası mı? Gittiği her yerde, her adreste farkını fark ettirdi Ataman… İtalya’da Montepaschi Siena’yla kazandığı Saporta Kupası, Final Four heyecanı derken Türkiye’de de destan yazdı. Beşiktaş’a yaşattığı rüya sezonun ardından Galatasaray’ı ayağa kaldırdı, Türk Milli Takımı’nın başında ‘hak ettiği’ koltuğa oturdu…
Öncelikle Türk basketbolunun hemen her başarısında sizin imzanızı görüyoruz. Ergin Ataman’ın sırrı nedir? Kendine güvenmek, büyük düşünmek, büyük hedeflere inanmak ve inandırmak. Ayrıca takım kimyasını iyi oluşturmak ve ekibini doğru seçmek diyebiliriz.
Sezon başında start alan bir peri masalı gibiydi sizin zaferiniz… Eurocup belki de Euroleague dışında kalmanızla başladı. Neler yaşandı? Sezon başında ULEB Yönetimi Galatasaray’ı Euroleague dışında bıraktığında gerçekten çok üzüldüm. Çünkü Galatasaray bunu hak etmemişti. 3 sezon Euroleague’de yer almış, Abdi İpekçi’de gerçekten basketbola renk katan bir atmosfer yaratmış, 3 sezonun tümünde son 16’ya kalmış, 1 kez çeyrek final oynamış bir takımdan söz ediyoruz. Bu karara gerçekten anlam verememiştim. Ve o zaman da “Biz de Eurocup’ı alıp Euroleague’e direk olarak katılırız. Bakalım o zaman ne yapacaksınız” demiştim… Bu da bizim için ekstra bir motivasyon oldu. Bir bakıma, bir taşla iki kuş vurduk. Hem Eurocup’ı kazandık, hem de ait olduğumuz yere, yani Euroleague’e katılma hakkı kazandık.
Galatasaray’a kupayı getiren unsur neydi peki? İyi bir takım kurduk ve takımın iyi bir uyum yakaladığını baştan itibaren hissetmeye başladım. Galatasaray’ın katıldığı her kupada hedefi şampiyonluk olmalı. Bu yolda da ciddi rakipler vardı. Euroleague’den de iyi takımlar geldi. Ama bizde de iyi bir takım kimyası oluşmuştu. Buna inanarak şampiyonluk hedefledik. Çok güzel bir duygu oldu. Çok çok önceden söz vermiş olduğum bir iddiayı başardık takım olarak. Bundan da çok mutluyum.
Finaldeki Strasbourg maçı unutulmazdı… Ilk maçtaki 4 farklık yenilgiye karşın herkes Abdi Ipekçi avantajıyla kupanın geleceğine inanmıştı. Ancak final hayli zor geçti. Hiç endişeye düştüğünüz oldu mu? Baştan itibaren kazanacağıma inanmıştım. Fark 3 sayıya düştüğünde biraz endişelendim. Sonuçta rakibimiz Fransa şampiyonuydu. Önemli bir takım. Ancak takımım karakterini ortaya koydu ve kazandık. Bakın bu sezon Türkiyeadına Avrupa’da mücadele eden takımlar arasında kupa kazanan tek takım Galatasaray’dır… Avrupa’nın 2 numaralı kupasını aldık ve bu da son derece prestijli bir kupa. Bunun gururunu yaşıyoruz. Oyuncularıma da bu açıdan teşekkür ediyorum.
Sezon başında takımın direksiyonuna Eric McCollum’u geçirdiniz. Çin Ligi’nden geliyordu ve biraz da tereddütle bakıldı. Ama o McCollum, Eurocup’ta en değerli oyuncu seçildi. Süreç nasıl işledi? McCollum bize önerildiğinde çok tanıdığım bir isim değildi. Ancak benim basketbol felsefemde oyun kurucunun mutlaka skorer yönünün ön planda olması var. Tabii ki takımı oynatmalı, organize etmeli ama kendi sayı tehdidi olmayan bir oyun kurucunun takımı oynatırken sorun yaşayacağını düşünüyorum. Ekibimle birlikte McCollum’u izledik, bize uygun bir oyuncu olacağını gördük. Sezon başladığında da yanılmadığımızı anladık. McCollum çok iyi bir skorerdi ama zaman zaman takımı oynatmakta sıkıntı çekiyordu. Daha önce genelde düşük seviye takımlarda oynamıştı ve ondan sürekli sayı atması, takımı sırtlaması beklenmişti. Burada da sürekli topu eline alıp hücum etmeye çalışan bir oyuncu gibiydi. Biz de bir orta yol bulduk. O etrafında çok kaliteli oyuncular olduğunu görünce kendi basketbolunu geliştirdi. Ortaya müthiş bir kombinasyon çıktı.
Peki Euroleague? Euroleague’e kalmakla iş bitmiyor tabii. Galatasaray’ın bir geleneği var. Galatasaray Euroleague’de sadece yer almak için bulunan, sıradan bir takım olmaz. Euroleague’de 25-30 milyon Euroluk bütçeye sahip takımlar var. Ancak ben 9-10 milyon dolarlık bir bütçe ile bu arenada önemli işler yapılabileceğine inanıyorum. İyi bir kadromuz var, iyi bir temel var. Bu kadroyu koruyup 3-4 takviye yaparak devam edebiliriz. Birbirine eşit 12 oyunculu bir kadroyla yolalmak isterim. Biz bu yıl 8-9 oyuncuyla oynadık. Bunu daha geniş bir yelpazeye yaymamız gerek. İlk hedefimiz 8 takımın yer alacağı play off’a kalmak olacak.
Basketbolda Türkiye önemli adımlar atıyor. Futbolda aynı tablonun yaşanmaması neden olabilir? Sezon başında yönetimle oturup konuştuk. Mantıklı bir rakam, Galatasaray’ı hedefe götürecek bir rakam üzerinde bir rapor verdik. 11-12 milyon dolarlık bütçemizi 6 milyon dolara düşürdük. Sonrasında yönetim bize güvendi, tam yetkiyi verdi ve bir daha hiç işimize karışmadı. Basketbol da tarihi başarılar yaşıyoruz. Biz Eurocup kazandık, Fenerbahçe Euroleague finali oynadı. Her iki takıma bakıldığında benzer yapılar görüyoruz. Fenerbahçe’ye de bakıldığında patron Zeljko Obradovic… Kimseyi işine karıştırmıyor, ona güven duyuluyor. Bu nedenle basketbolda daha istikrarlı ve modern bir yapı var. Futbolda işlerin çok kurcalandığını düşünüyorum. En ufak bir sıkıntıda panik havası oluyor. Yöneticiler ile sporcular çok iç içe olabiliyor.
Böyle bir ortam büyük bir çalışma temposunu da beraberinde getiriyor. Ergin Ataman nasıl çalışıyor? Tabii ki çok yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bir yıl içinde kaç kez sinemaya gittim diye düşünüyorum, 2 ya da 3 kez… Haftada bir gün annemi ve babamı ziyaret etmeye çalışıyorum. Onun dışında bir deniz aşığıyım. Benim için en güzel dinlenme yolu deniz…
Belediyelerin Türk basketboluna katkısı konusunda ne söyleyebilirsiniz? Ben bir spor adamıyım. Spora yapılan her katkı benim için çok değerli. Basketbolun ilerlemesi, özellikle Anadolu’da ivme kazanması anlamında belediyelerin önemli katkıları oldu. Bu katkı için de teşekkür etmek gerek.
NOTLAR
NEREDE BAŞARI ORADA ATAMAN Türk basketbolunun son 25 yılını “Işık hızıyla yükseliş” dönemi olarak nitelemek çok da abartı olmaz herhalde. İşte bu dönemde elde edilen hemen hemen tüm büyük başarıların altına baktığınızda Ergin Ataman’ın ismini, imzasını görmek mümkün… 1996 yılında Efes Pilsen’in havaya kaldırdığı Koraç Kupası’nda efsane koç Aydın Örs’ün ‘gelecek vaad eden’ genç yardımcısıydı o… 1999-2000’de Efes’in direksiyonuna geçti, Türk basketbolunun ilk Final Four macerasına damga vurdu. Ardından Avrupa’nın yolunu tuttu. Montepaschi Siena’yı 2002’de Saporta Kupası şampiyonu yaparken, Avrupa’da bir yabancı takımı şampiyon yapan ilk Türk hoca oldu.
YETMEDİ… 2003’te Euroleague’de Ataman’ın Siena’sı Euroleague’de Final Four’daydı. 2011-12’de Beşiktaş’ın başında tarih yazdı… Kartal hem lig hem de Türkiye Kupası’nı havaya kaldırırken asıl başarı, Siyah-Beyazlı kulübün FİBA Eurochallenge Kupası’nı da müzesine götürmesiydi. Ve son adım… Önceki sezon ligde şampiyon yaptığı Galatasaray’ı Eurocup şampiyonluğuna taşıdı Ataman ve kaldırmadığı tek kupa olarak Euroleague kaldı. Eksik parça tamamlanır mı? Söz konusu Ataman ise iddia bitmez…
ATAMAN’IN KÖŞE TAŞLARI
» 1996 Koraç Kupası (Efes Pilsen) Yardımcı Antrenör
» 2000 Euroleague F4 (Efes Pilsen) Baş Antrenör
» 2002 Saporta Kupası (M.Siena) Baş Antrenör
» 2003 Euroleague F4 (M.Siena) Baş Antrenör
» 2012 Eurochallenge (Beşiktaş) Baş Antrenör
» 2016 Eurocup (Galatasaray) Baş Antrenör
HEDEF NE? Hedefimiz tabii ki olimpiyat vizesi almak. Ülkeme bu başarıyı, gururu yaşatmayı çok istiyorum. Grubumuzun çok zorlu olduğu ortada. Ancak biz son topa kadar mücadele edeceğiz, elimizden gelenin en iyisini vereceğiz. Sonrasında 2017 Avrupa Şampiyonası var ki, ev sahipliği yapacağız. 2017’de şampiyonluğun en büyük adayı olarak görüyorum Türkiye’yi. Bu Milli Takım’a 3 yıldır emek veren hoca olarak da Türkiye’yi Avrupa şampiyonluğuna taşımak isterim.
Yazı: Hasan Ercazip