ISLAK MENDİLİN MUCİDİ ATAMAN ÖZBAY VERDİĞİ LİDERLİK SEMİNERLERİYLE GİRİŞİMCİ RUHA SAHİP OLAN GENÇLERE TECRÜBELERİNİ AKTARIYOR, ONLARI CESARETLENDİREREK YOL GÖSTERİYOR…
Telefonda konuştuğumuzda hissettim sesindeki sıcaklığı, buluştuğumuzda da yine o babacan tavrıyla ağırladı. Ataman Özbay’ın hayatı dolu dolu bir hayat, içimizdeki gücün farkına varabilmemiz için adeta bir fener tutuyor. Cevabını hemen verdiğimiz basit sorular için ise tekrar üzerinde düşünme payı bırakıyor. Anadolu’da orta gelirli bir ailede dünyaya gelen Özbay, daha küçücükken bile mahalle oyunlarında başı çeken bir çocuk olmuş. Çevresine de bunu kanıtlayarak “Ataman yaparsa en iyisini yapar” dedirtmeyi başarmış… “7 yaşımda bindiğim kamyonun frenleri patladı, hayata yuvarlandım” kitabıyla bir nevi hikayesini özetliyor. Özbay o günü hala çok net hatırlıyor: “Yıl 1950’ydi. Köyümüzden cuma günleri üstü açık bir kamyon kalkıyordu. Bahçecik köyüne gidiyorduk. Kamyon yokuş aşağı inerken aracın frenleri patladı. Herkes atladı kamyondan. Annem atlamadı beni bırakmamak için, kelime-i şaadet getiriyordu. Kamyon bir ağaca çarparak durdu. O yüzden ben bu olayı anlattığım her yerde o ağaç için “Hayat ağacım” diye bahsederim. Babam bana kazayı sorunca konuşamadım, ağlayarak odaya kaçtım. Kekeme olmuştum. Derler ya, söylemek kolay, yapmak zordur diye. “Ben söyleyemiyordum, yapıyordum.” diyor. Yedi yaşında yaşadığı olaydan dolayı kekeme olan Özbay, bu durumu atlatabilmek için gazete satıp, bağırarak üstesinden gelmeye çalışmış. Her ne kadar kekemeliğinden dolayı konuşamasa da gözlem yeteneğini geliştirmeyi başarıp, 10 yaşındayken lokantacıların kenara köşeye müşterilerin hesaplarını not ettiklerini fark ederek adisyonu bulduğunda atık kağıtlardan yaptığı defterleri satarak ticareti ilk kez bu işte öğrenmiş…
AŞKLA YAPILAN HER ŞEY GÜZELDİR Takvimler Aralık 1968’i gösterdiğinde, Ataman Özbay, daha okulu bitmemişken tutkulu bir aşkla öğretmeni ile evlendi. Aynı yıl Hayrabolu’ya yerleşerek ilk eczanesi olan “Yeni Eczaneyi” açtı. Ardından ikinci eczanesi olan “Bizim eczaneyi” açtı. 1973 yılında Hayrabolu’nun Sesi gazetesini satın alarak Trakya’nın en büyük matbaasını kurdu. Hayrabolu’da ki yağ fabrikasına genel müdür ve ortak oldu. Gittikçe büyüme gösterdi ve İstanbul’a taşındı, Ataman ecza deposunu kurdu. Ailesini her şeyin üstünde tutan Ataman Özbay, kışın soğuğunda çocuklarının altını alırken yaşadığı zorluğu bilerek bunu nasıl faydaya çevirebilirim diye düşündü ve dünyada bir ilk olarak ıslak mendili buldu.
NOTLAR: *Ataman Özbay’ın Elma Yayınevinden çıkan “Yedi Yaşımda Bindiğim Kamyonun Frenleri Patladı ve Hayata Yuvarlandım” kitabı her yaşta insanın hayatına dair farklı pencerelerden bakarak ders çıkarabilme fırsatı sunuyor
*Ataman Özbay. zarara dönüşen hırslardan arınmış, insanlara verdiği değer ile başarılarına başarı katmış bir lider. Bu anlayışın temelini sevgi dolu bir ailede büyümede görüyor: “Hayat başkalarına bir şey verebildiğim vakit güzel. Bu da aileden gelen bir şey; çünkü sevgi dolu bir aileden geliyorum. Yer sofrasında bir kaptan yemek yerdik. Hepimiz aynı anda o sofradayken o yemeğin öyle bir güzelliği vardı ki… Babam her akşam anneme “Lama da lam cime de cim anlat karıcığım” derdi. Her akşam babamın anneme söylediği güzel bir lakırdıydı bu.
GENÇ GİRİŞİMCİLERE ATAMAN ÖZBAY’DAN TAVSİYELER: Öncelikle fizibilite yap, cesaretli ol, birden büyük başlanmaz, işlerinde basamak basamak ilerle.
GÖZLERİN NE RENK? Başarılarının sırrını farklı bakabilme yetisiyle açıklıyor Özbay. Yanımdaki arkadaşımın göz rengini sorduğunda tereddüt etmeden siyah diyerek cevapladım. Hayır dedi, siyah ve beyaz. Dünyaya herkesin baktığı gibi bakarsak zaten her şey olağandır.