ANADOLU’DAN MACHU PİCCHU’YA SUYUN İZİNDE

BATI ANADOLU’DA VE  YUNANİSTAN’DA KURULAN ŞEHİR DEVLETLERİNİN İLK İŞİ, YAŞAM ALANLARINA SUYU GETİRMEKTİ. SUYUN MÜHENDİSLİK ZİRVESİNE ÇIKTIĞI YER İSE ANT DAĞLARININ DORUKLARINA KURULAN MACHU PİCCHU OLDU. BİZDE  BU YAZIMIZDA  ANADOLU’DAN BİR KAÇ ÖRNEK İLE YOLA ÇIKARAK  SUYUN MACERASINI ANLATMAYA ÇALIŞTIK…

Medeniyet için altyapı olmazsa olmaz şarttır. Evlerde suyun olmadığı, kanalizasyon şebekesinin sağlıklı işlemediği kentlerde toplu yaşam sürdürülebilir değildir. Zira su kanallarını takip ettiğinizde yolun sonu medeniyete çıkacaktır. Bu öylesine söylenmiş bir söz değil, dünya üzerindeki en eski su kanalları en gelişmiş medeniyetlerin kurulduğu yerlerde yapılmıştır. Çünkü suyun şehre ve hatta evlerin içine taşınması bir şehircilik faaliyetidir ve kentli olmanın ilk adımlarından biridir.

İNDUS VADİSİNDEKİ SU…

Bugün dünyanın birçok yerinde evlerde su yok, hatta su şebekesi olmayan şehirler bile var. Oysa insanoğlunun su ve kanalizasyon geçmişi teknolojinin bugününden daha da eski ve hatta M.Ö. 6500’lü yıllara kadar dayanıyor. Bugün İsrail sınırları içinde yer alan Jezreel (Yizreel) Vadisi’nde yapılan kazılarda dünyanın en eski su kuyularına rastlanmış. İlk şehir şebeke sistemlerinin kalıntılarına ise 3300 yılları dolaylarında İndus Vadisi uygarlığında bulunmuş. Daha şehir devletlerinin yeni yeni oluşmaya başladığı yıllarda bile İndus’ta yaşayan topluluklar evlerine su getirmişler. İlk modern şehir su sisteminin ise Girit adasında yer alan Knossos içerisinde bulunmuş.  M.Ö. 3000 ve 2000 yılları arasında Knossos Sarayı’nın altında tuğla kaplama kanallar ve terakkotta (kil ve toprak karışımı) borulara rastlanmış. Bu sistem içme suyunun saraya taşınmasının yanı sıra yağmur ve atık suların tahliyesinde de kullanılmış.Yunan ve Batı Ege’de tarım ve ticaretle zenginleşen topluluklar antik çağda şehirlerine ve evlerine su getiren şebekeler inşa etmişler. Bugün bunlardan en belirgin olanı  Denizli’de bulunan M.Ö. 1. Yüzyılda kurulan Laodikeia Antik şehridir. Leodikeia Antik Kenti’nde yapılan sondaj çalışmasında kentin güneybatı köşesinde sokak su dağıtım terminallerinin bulunduğu anlaşılmış. Sokak su dağıtım sistemi 7. Yüzyılın ilk çeyreğinde meydana gelen büyük depreme kadar kullanılmış.

PETRA VE SU

Su demek yaşam demek, bu nedenle dünyanın bütün önemli medeniyetleri suyun kenarına kurulmuştur. Ama özellikle güvenlik ve su baskınlarına karşı yüksek yerlere kurulan şehirlere su taşımak hep bir sorun teşkil etmiştir. İşte bu sorunun çözüm çalışmaları da ademoğlunun mühendislikte gelişmesini sağlamıştır. Suyun yüksek yerlere mühendislik harikaları ile taşındığı kentlerin en önemlilerinden bir tanesi bugün Ürdün sınırları içinde yer alan antik Petra şehridir.  M.Ö. 400 ile M.S. 106 yıllarında Nebati’lerin kurduğu şehir, bugün bile hayranlık uyandıran sofistike su taşıma sitemine sahiptir. İyi bir korunma alanına kurulan zengin Petra şehrine su getirmek zor işti. Bunun için Nebatiler kayaların içerisinden 4,8 m. genişlik, 8 m yükseklikteki 30 metre uzunluğunda tüneller ve karmaşık bir bent sitemi yaparak şehri sel sularından koruyorlardı. Ayrıca 20’den fazla sarnıç yaparak da uzaklarda bulunan su kaynaklarını uzun yollardan şehre ulaştırıyorlardı. Çölde suyun buharlaşmaması ve kumtaşı kayalıklarının suyu emmemesi için seramikle kanalları kaplayarak, sıcaklığın 50 dereceyi bulduğu çöl ortamında suyu Petra’ya ulaştırmayı başarmışlar.

MACHU PİCCHU’YA SU GETİRMEK

Dünyanın en karmaşık su sistemi ise dünyanın yedi harikasından bir tanesi olan Peru’daki Machu Picchu’ya kurulmuş. And Dağlarının zirvesinde, keskin bir sırtta dengelenmiş, 2450 metre yüksekliğinde olan Machu Picchu hemen yanı başında bulunan Urubamba nehrinden de 450 metre daha yukarıda. Dört tarafı keskin uçurumlardan oluşan bu şehre günlük ihtiyaçlar için her gün inip çıkmak neredeyse imkansız. Dağların zirvesinde bir şehir yapıyorsanız, bütün ihtiyaçlarınızı da bulunduğunuz zirvede karşılayabilmelisiniz. Ve bunu da su olmadan yapamazsınız. Peki en yakın mesafeden neredeyse 90 derecelik bir açıyla 450 metre yükseklikteki dağ zirvesine suyu nasıl taşırsınız?

NEDEN KESKİN YAMAÇLAR?

Macchu Pichu’nun su sistemini bu kadar ilginç kılan temel neden ise şehrin inşa edildiği zirve.  Suyu sorgulamadan önce insanın aklına ilk gelen soru suyu buraya getirmek yerine neden suyun kenarına şehri yapmadıkları? Dik yamaçların tepesine, etrafı uçurum olan ve bugünün teknolojisi ile bile inşası zor olan bu yere neden şehir inşa edilmişti? İnkalıları bulutların üzerine kent inşa etmeye iten sebep neydi?

Machu Pucchi, 1438 yılında İnka imparatorluğu yok olmaya yüz tutmuşken halkını yeniden toplayıp ülkesini büyük bir imparatorluğa çeviren Pachacuti tarafından kurulmuştur. Güney Amerika’nın İskender’i olarak da anılan Pachacuti Komobimya’dan Şili’ye uzanan bir imparatorluk kurmuştu. Zamanla şanına yakışan ve tanrılara yakın olmak istediği bir şehir inşa ettirmeye karar verdi. Ama bu inşaat için belirlenen yer, gökyüzünün zirvesiydi, Ama tanrı kral olmanın verdiği özgüvenle dağların tepesine bir şehir inşa ettirmeye karar verdi. Yani burasının gökyüzüne inşa edilmesinin sebebi korunma, değil tamamen mistik amaçlıydı. Uçurumların kenarlarına inşaat çok tehlikeli idi ve her an işçilerden bazıları veya inşaat malzemeleri uçurumdan yuvarlanabilirdi. En zor olanı ise bu zirveye devasa taşları çırkatmak ve onları tutmaktı. Bu noktaya taş bir şehir inşa etmek yüksek bir mühendislik dehası gerektiriyordu. Pachacuti’nin mühendisleri şehri taşlarla inşa etmeye başladıklarında kısa sürede bir felaket yaşadılar. Şehrin inşa edilebilmesi için örülmüş set duvarlar amazon yağmurları sonrası heyelanla birlikte yerle bir oldu.

TOPRAĞI KURU TUTAN KANALLAR

İnkalı mühendisler yağışlar olduğu sürece benzer felaketlerin yaşanacağını varsayarak toprak zemini kuru tutmak gerektiğini farkettiler. Mimaride bir  devrime imza atarak bundan 500 yıl önce boşaltma kanallarının inşasına başladılar. Yapılan kanallar suyu yönlendirecek, bir noktada yağmur sularını toplayarak Amazon ormanlarının içine akıtacaktı. Böylelikle zemin hep kuru kalacak ve toprak yağmura doymadığı için heyelan riski ortadan kaldırılmış olacaktı. Toplamda 130 çıkışı olan boşaltım kanalları ve oluklar inşa ettiler. Bu kanallar şiddetli yağmurlarda suyu aşağıdaki yağmur ormanına güvenli bir şeklide boşaltan büyük bir fırtına kanalizasyonuna çevirdi. Machu Picchu’da bugün bile ne kadar yağmur yağarsa yağsın asla büyük bir su birikintisi göremezsiniz.

YER ÇEKİMİ İLE SAVAŞ

Nefes alan, yaşayan bir şehir için sağlıklı bir zemin yeterli değil. Yerleştikten sonra 1000’den fazla insanın barınmasını sağlayacak suyun da temin edilmesi gerekiyor. Banyo alanları, havuzlar, evler için su… Tehlikeli bir dağ yamacına yerleşmiş Machu Picchu’nun mühendisleri sürekli yer çekimi ile mücadele etmek zorundaydılar ve bu suyun da yer çekimine meydan okuyarak şehir merkezine getirilmesi gerekiyordu. Dik bir dağ yamacına kurulan Machu Picchu’ya en yakın su kaynağı, uçurumun dip noktasından kıvrılarak akan Urubamba nehriydi.

FAY HATLARINDAN GELEN SU

İnka mühendisleri doğa ile mücadele etmek yerine ondan faydalanmanın yolunu bulmuşlardı. Machu Picchu’nun yerleşim alanı iki fay hattının kırılması ile oluşmuştu. Bu kırılmanın yaşandığı duvarlardan bir tanesi çatlamış granitten oluşuyordu ve bu bölge sürekli bulutların arasındaydı. Bulutların sağladığı nemden, granitten süzülen su zeminde bir noktada toplanarak amazona ulaşmaktaydı. İnkalar suyu yakalamak için 14,5 metre uzunluğunda bir duvar inşa ettiler. Duvarın taşlarını seyrek bırakarak suyun duvarın arkasında toplanmasını ve geniş bir havzaya kontrollü bir şekilde akmasını sağlamışlardı.

SU VE KAYA SENFONİSİ

Mühendisler Havzadan 749 metre uzaklıkta inşaat alanına doğru kesilmiş taştan öyle kesin ölçülerle bir su kanalı yapmışlardı ki su sürekli aynı hızda ve çok az kayıpla tapınağa ulaşıyordu. Bulunduğu düzlüğün üzerinde yükselen sular dakikada 150 litre hızla akarak tarım alanları ve depoların olduğu noktalardan geçiyorlardı. Bu sayede İnkalar bu yamaçta tarım yaptılar ve suyu stoklayabildiler. Suyun biriktiği sunaklarda ayinler yapılıyor ve insanlar su ihtiyaçlarını temin edip banyo yapabiliyorlardı. Tasarımda her şeye dikkat edilmişti. Duvarlarda elle yapılmış süslemeler vardı, boşaltma kanalları bile düşünülmüştü. Bir su ve kaya senfonisi gibiydi her şey ve hiç bir detay atlanmamıştı. Suyun debisi öyle bir ayarlanmıştı ki İnka Aryballos’larına (testi) su doldurmak için kanallar suyu ileri atıyordu.

Suyun daha alçak bir noktadan dikey bir debi ile şehre gelmesi için küçük havuzlar yapılmış ve çok hafif yükseltilerle suyun ittirme gücünden faydalanılmış, diranaj sistemleri kullanılmıştı.

KENDİ İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAN GÖKYÜZÜ ŞEHRİ

Machu Picchu’da inşa, zemin çalışmalarında ve iç mimaride zamanının mühendislik zirvesindeydi. Sahip oldukları ileri akıl sayesinde bir dağın zirvesinde yerleşim alanı kurup, şehre su getirip, tarım yaparak kendi yiyeceklerini yetiştirip medeniyete ihtiyaç duymadıkları bir gök yüzü kenti oluşturabildiler.Su İnkalar için kutsaldı ve medeniyet demekti. Anadolu’dan Peru’ya kadar medeniyetin nişanesi su oldu. Ticaret ve tarımla zenginleşen toplumlar daha iyi bir yaşam için önce kentlerin merkezlerine su getirip daha sonra evlere dağıttılar. Kısacası su kanallarının ucu hep medeniyete çıktı
NOTLAR:

Romalılar ve Su

Su kanalları ve şehirler deyince ilk akla gelenlerden bir tanesi de Roma medeniyetidir. Romalılar ele geçirdikleri bütün şehirleri sarnıç inşası ile su sistemini de getirmişlerdir. Ayrıca Romalılar kullanılan suyun şehir dışına aktarılmasında da ilerlemişlerdi. Cloaca Maxima olarak adlandırılan kanalizasyon sistemi, inşaatından 2500 yıl sonra, bugünkü Roma’da halen kullanılmaktadır. Almanya’nın Köln şehrinde de halen Romalılar zamanında yapılmış kanalizasyon sistemi mevcuttur ve bu yeraltı kanallarının içinde hala yürünebilmektedir.

Frigya Vadisi ve Yağmur Kanalları

Machu Picchu’daki su kanalları kadar kompleks olmasa da bugün Anadolu’da birçok antik kentte de benzer bir yağmur suyu toplama sistemi mevcuttur. Bunlardan bir tanesi de Eskişehir ve Afyon arasında bulunan Frig Vadisi’dir.

Petra Antik Kenti

Petra; bazı bölümleri kayalara oyularak yapılmış M.Ö. 1. Yüzyıla uzanan bir antik kenttir. Su kanalları dışında şehrin önemli yapıları arasında 4 bin kişilik amfiteatr, mezar sarayı, El Deir Manastırı bulunmaktadır.

Notlar:

  • Machu Picchu Quechua dilinde eski dağ anlamına gelmektedir.
  • Hemen altında ise Wayna Picchu, yani yeni zirve bulunmaktadır.
  • Şehir dağ yamacına 200 den fazla merdivenin bir birine bağlanması ile kurulmuştur.
  • Machu Picchu Cusco şehrinin 120 km kuzeybatısında bulunur.
  • Cusco İnka medeniyetine uzun yıllar başkentlik yapmış enfes bir şehirdir.

Yazı ve fotoğraf: İlyas Yıldız

 

*Marmara Life Sayı 91 -Temmuz/Ağustos 2015

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s