8 NİSAN DÜNYA ROMANLAR GÜNÜ YAKLAŞIYOR, SONRA HIDIRELLEZ GELECEK VE SONRA DA KIŞIN SOĞUĞUNU KASVETİNİ AZALTACAK DÜĞÜNLER, DÜĞÜN ALAYLARI, BİR UMUT… HANİ İLERİDE BİR ROMAN ATASÖZÜ DERSE Kİ; “BİZ MÜZİĞİ DEDELERİMİZDEN MİRAS DEĞİL, ÇOCUKLARIMIZDAN ÖDÜNÇ ALDIK.’’
“Biz yersiz yurtsuz değiliz ama öyle sanıyorlar” dedi, “halbuki burada yaşadığım ev bana babamdan kaldı, ona da annesinden kalmıştı; biz Osmanlı zamanından beri, gerçek İstanbul’da yaşayan senden daha İstanbullularız.” Şükrü Pündük hem Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı hem de Sulukule Roman Orkestrası’nın Arap Şükrü’sü. Avrupa’da birçok büyük şehirde konserler verdi. Şükrü ağabey, bir Avrupa anekdotunu şöyle aktarıyor: “Belçika’ya gittik konsere. Çıktım oteldeki odaya, pencereden bakıyorum; aşağıdaki meydandan düzenli bir kalabalık geçip gidiyor, sonra düzenli arabalar, onlar da geçip gidiyorlar, sonra düzenli bir boşluk… Epey uzun bi boşluk bu. Diğer pencerelere bakıyorum, kimse yok. Kimse merak edip, dışarıda ne oluyor diye bakmıyor pencereden çünkü dışarıda hayat yok. A be, dedim… Ben burada yaşayamam.”
“EN BÜYÜK HAYALİM…”
Şükrü ağabeyin müzikle en büyük hayalini sordum, zaten bir projesi varmış yıllardır: “Ne hayal ediyorum biliyor musun? Şimdi, hani bizi yurt dışında herkes dinliyor ama burada kendimizi doğru tanıtamatık ya bir türlü… Diyorum ki açıldığı zaman sahne olan bir tır, bir de bizi şöyle çok zorlanmadan taşıyacak bir vasıta ile çıksak Avrupa turnesine. Zaten hep çıkıyoruz da, bu dediklerimle birlikte bir de ekip olsa yanımızda, konser verdiğimiz her noktayı, seyahat boyunca hem yolda neler yaptığımızı hem de konserlerde insanlarla neler yaşadığımızı çekseler, belgesel yapsak bundan ve Türkiye’de gösterilse… Bu hayal değil, proje. Ben işte, bu proje için çıkıp gelecek endamlı sponsoru hayal ediyorum.”
PİRE MEHMET, AHIRKAPI’NIN HER İHTİYACINA KOŞAN SAZ USTASI
Ahırkapı’da bilgisi olmadan mahalleden kuş uçmayan bir adam var; Pire Mehmet. Mahalle sakinleri “Dede” diye sesleniyorlar ona aslında. Son söz her zaman Pire Mehmet’te. İhtiyacı olan kim varsa, ona Pire Mehmet koşuyor. Yakacak odunu olmayan dul kadına, kitabı defteri olmayan öğrenciye, yiyecek lokmayı bulamayan haneye, dernek bağışlarından denkleştirdiğiyle baba gibi yetişiyor.
HIDRELLEZ
Hıdrellez şenliklerinden yana dertli Pire Mehmet. Mahalleli istemiyormuş artık: “Bu yeni bir şey değil ki. Zaten böyle bir şey de değil Hıdrellez. İlla 5’inin gecesinde yapacaksın diye bir şey yok. Biz ilk iki hafta bakarız, hava ne zaman güzelse bütün komşular, herkes evde bir şey hazırlar, pikniğe gideriz güzel bir yere. Alkol partisi değil yani. Yemekler yapılır, hep beraber yenir, yoldan geçene de verilir. Sonra o öyle günlerce sürer. Dilekler tutulur, ateşlerden atlanır ama bir günde hemen değil, herkesin kapı önlerine dökülmeye başladığı güzel havalardır, günlerce sürer. Şimdi geliyorlar, afedersin tuvalette yer bulamayınca oraya buraya… Yerler hep içki şişeleri, çer çöp içinde… Ama gelip görmeleri bile tabii mahalleye bir şenlik havası veriyor mu? Evet, veriyor. Olsun, çok gürültü, pislik oluyor ama gelsin madem insancıklar, alt tarafı bir gün.”
LÜLEBURGAZ TROCKYA BLUES: ENST “ROMAN” MÜZİĞİ
Yıllardır, enstROMAN müziği yapan bir grup. Aslında Lüleburgaz Dörtyol’un “Müziksiyenler Kahvesi”güruhunun ortak projesi Trockya Blues. Grubun proje babası, İzmirli bir edebiyat öğretmeni olan İbrahim Metin Baltacı, yani Zavallı Metin. Bir sürü üniversite şenliğinde çaldılar. Grubun vurmalıları Taner ağabeye emanet. Taner ağabey yıllar yıllar önce elimdeki JAZZ dergisinin sayfalarını karıştırırken tesadüf ettiği bir tanıtımı gösterip “Kudsi Ağbi!!! İşte bu plakta çaldık biz. Konsere de gittik Fas’a beraber. Amerikalı bir kadın gazeteci geldi, hangi akademide okuduğumu sordu. Abla, dedim, okumam yazmam bile yok. Kağıda kendi koyduğum işaretlerden takip ediyorum parçanın trafiğini” diye heyecanla anlatmıştı. Okay Temiz’in zurnacısı Ahmet Özden de burada, kemanının can direğini hala eski usul ip yöntemiyle yerleştiren Serkan ağabey de. Grup, Kırkuçurması adlı bir albüm çıkardı.
FATİH BELEDİYESİ DESTEĞİ
» Roman mahallelerinde hem belediyenin hem de dayanışma derneklerinin desteği ile müzik atölyeleri kuruluyor. Ekonomik durumu yetersiz olan gençler bu atölyelerde ücretsiz ders alabildikleri gibi zaman zaman enstrüman da edinebiliyorlar.
» Dünya Romanlar Günü de her yıl Romanların ünlü modacısı Kobra Murat’ın sunuculuğunda, Fatih Belediyesi’nin desteği ile gerçekleştiriliyor.
“BARYAM” ŞART DEĞİL
» 8 Nisan Dünya Romanlar Günü
» 5 Mayıs Hıdrellez
» Roman müziğini, Romanların yaşadığı mahallelerde dinlemek için bayram kutlamalarını beklemek gerekmiyor.
» Yeni kuşak müzisyenler arasında Roman müziği yapmayan bir grup var: Tahribat-ı İsyan. Bir rap grubu ve neredeyse büyüklerinden daha ünlüler.
PİRE MEHMET KİMDİR?
» Aslen Babaeskili olan Pire Mehmet, Ahırkapı’ya 1960 yılında yerleşen bir saz ustası.
» Gar, Maksim, Çakıl gibi dönemin önemli gazinolarında sahne aldı.
» Müslüm Gürses, Şükran Ay, Yıldıray Çınar gibi sanatçılarla yurt dışı konserlerinde çaldı.
» Hala, çeşitli organizasyonlarda muhtelif sanatçılarla sahne alıyor.
» Kendi grubu olan Ahırkapı Roman Orkestrası ile birlikte de muhtelif organizasyonlarda yer alıyor.
» Ahırkapı’da mahalle derneğinin başkanı ve derneğin lokali olarak da kullandıkları kahveyi işletiyor.
LÜLEBURGAZ TROCKYA BLUES
» Lüleburgaz Trockya Blues, her Perşembe günü Lüleburgaz’daki Aşkıye-Neşet Çal Sahnesi’nde “Seyirci Korosu” etkinliklerinde sahne alıyor. Onlar çalıyor, seyirci sahne duvarından şarkı sözlerini takip ederek şarkı söylüyor.
» Genel olarak üniversite şenliklerinde sahne alıyorlar.
» “Zurnada Peşrev” adlı parçalarıyla, “Zurnada peşrev olmaz” deyimine medeni ve sanatsal bir yanıt verdiler.
» Kendi konserlerinde sahneye çamaşır havası yaratarak mahalle havasını ve Romanların “eğlence mezesi” olmadığını vurgulamak istiyorlar.
Yazı: Başak Tan
*Marmara Life sayı 89- Mart/Nisan 2015