Çağın En Güzel Gözlü Maarif Müfettişi ‘Hasan Ali Yücel’

MİLLETİN EFENDİSİNE “KOMŞULAR’’ DİYE SESLENDİ, DÜNYANIN GERİ KALANINI TANIMA ZORUNLULUĞUNUN ALTINI ÇİZDİ, SAYISIZ KİTAP ÇEVİRDİ, ŞAİROĞLU HAYATTA EN ÇOK ONU SEVDİ.

Sayıları bir elin parmağını geçmez artık; bu memlekette okumayı, yazmayı, keman çalmayı, Fransızca’yı, tuğlaları dizip ev yapmayı, peynir tenekesinden soba kurmayı, ekmeyi, biçmeyi öğrenen bir kuşak köylü insan vardı. Hala hayatta olanlarıyla konuşun, ömürleri boyunca evlerine tamirci çağırmamış, doğayla bağlarını hiç koparmamış, Rus klasiklerinden Ay Işığı Sonatı’na kadar her şeyi bilen insanlar onlar. Köy Enstitülüler. Köy Enstitüleri, kapanmamış bir yara gibi. Köy enstitüleri deyince akla iki isim geliyor; İsmail Hakkı Tonguç ve bütün hayatını bu aydınlanmaya adayıp, ateşler içindeki oğluna atlası ezberleten Hasan Ali Yücel.

Yenikapı Mevlevihanesi’nden İkbal Kıraathanesi’ne

Aslen Göreleli olan Hasan Ali Yücel, geniş ve varlıklı bir ailenin tek çocuğu olarak 17 Aralık 1897’de İstanbul’da doğdu. Çocukluğunun ilk yıllarında, Yenikapı Mevlevihanesi’nin musiki üstadı Mehmet Celaleddin Dede Efendi’den müzik eğitimi aldı. Ardından, henüz 4 yaşındayken Laleli’deki Yolgeçen Mektebi’ne kaydedildi. Bu mektepten başlayarak felsefe bölümünden mezun olduğu tüm öğrencilik hayatı boyunca, öğrendiklerini öğretmekten büyük keyif aldı.

“Türk milleti ne zaman bir kurtarıcıya ihtiyaç duymazsa, o vakit kendini kurtulmuş sayabilir.”

Ülke çapında bir denetleme gezisine çıkmaya karar veren Mustafa Kemal’in araştırma ve inceleme ekibinde yer almak üzere müfettiş olarak görevlendirildi. Kayseri’de ziyaret ettikleri bir okulda felsefe dersini dinlerken, bir yandan da yazarı Hasan Ali Yücel olan ders kitabını inceleyen ve anlaşılması zor terimlere rastlayan Mustafa Kemal, müfettişe dilde sadeleşmeyle ilgili fikirlerini sorunca, kişisel emeklerini hiçbir zaman esirgemeyen Hasan Ali, böylesi bir çalışma için merkezi bir kuruma ihtiyaç olduğunu söyledi. Üç ay süren aynı gezide, Hasan Ali Yücel ve Mustafa Kemal arasında unutulmayacak bir diyalog daha yaşandı. Gazi, Türk milletinin kendini ne vakit kurtulmuş sayabileceğini sorunca gelen çeşitli cevapların ardından Hasan Ali, “Paşam, Türk milleti ne zaman bir kurtarıcıya ihtiyaç duymayacak hale gelirse, kendini o zaman kurtulmuş sayabilir” cevabını verdi. Mustafa Kemal bu yanıt üzerine, “Bu çocuğun ileri attığı, bizi üstünde derin derin düşündürmeye değer bir fikirdir” diyerek, Hasan Ali’den övgüyle bahsetti.

KÖY ENSTİTÜLERİ

1940 yılında çıkarılan yasa ile Hasan Ali Yücel’in tüm reform hareketlerinin en başarılı örneği olan Köy Enstitüleri kurulmaya başlandı. Köy Enstitüleri’nde görev alacak öğretmenlerin, gezici başöğretmenlerin ve müfettişlerin yetiştirilmesi için Hasanoğlan’da Yüksek Köy Enstitüsü kuruldu. Köy Enstitüleri’nin kuruluşunu ve kapatılışını da kapsayan yıllarda ilk devlet konservatuvarı kuruldu, bilimsel sözlükler yayınlandı, beden terbiyesi ile ilgili nizam belirlendi, beden eğitimi ve spor eğitimdeki yerini aldı. Eğitimde, bugün de geçerli olan pek çok uygulama ve yöntemi kapsayan reformlar gerçekleştirildi ve Türk eğitim sisteminin temelleri atıldı. Sayıları 21’e ulaşan ve yılda 2000 mezun veren Köy Enstitüleri’nin tamamen kapatıldığı 1946 yılında Hasan Ali Yücel 7 yıl ve 7 ay boyunca başarıyla sürdürdüğü Milli Eğitim Bakanlığı görevinden istifa etti. Ulus gazetesinde yazmaya devam etti. 1950 yılında hem gazeten hem de partisinden ayrılarak politik hayatını noktaladı. Sonraları Cumhuriyet Gazetesi’nde “Köşemden” adlı köşesinde yazmaya devam etti. 1961’de Prof. Dr. Tevfik Sağlam’ın evinde, enfarktüs nedeniyle vefat etti. Can Yücel ve arkadaşı Gazi Yaşargil’in burs kazandıkları halde, Hasan Ali’nin torpil yapıldığı düşünülmesin diye oğlunun yurt dışına gitmesini engellediği anlatılır. Yaşargil, yanlış anlaşılmaları önlemek amacıyla, burs kazandıkları halde ailelerinin parasıyla yurt dışına gitmişlerdir.

Notlar:

» 4-20 Kasım 1925’te 43 ülkenin katıldığı Londra’daki UNESCO toplantısında Türkiye’yi, Hasan Ali Yücel temsil etmiştir. 1960 yılında UNESCO’nun 2. Genel Kurul Toplantısı’na katılmak için bu kez Paris’e gitmiştir.

» Genel Müdürlüğü döneminde, Bakan Hikmet Bayur’un mevzuata aykırı bir ricası üzerine maddi bir güvencesi olmamasına rağmen istifa eder. Ancak, bakanın özür dilemesiyle görevine geri döner.

 

*Marmara Life sayı 88- Ocak/Şubat 2015

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s