GİRİŞİMCİLİĞİN TEŞVİKİ, SON YILLARDA BİRÇOK KENTİN STRATEJİK KALKINMA BELGELERİNE KONU OLMAKTADIR. BU STRATEJİLER ÖNCELERİ AKADEMİK CAMİA TARAFINDAN ÇOKÇA KALEME ALINMAKTAYDI. ARTIK BU STRATEJİLERİ GERÇEK GİRİŞİMCİLERİN BAŞARILI, BAZEN DE BAŞARISIZ, HAYAT TECRÜBELERİNDEN ÖĞRENMEKTEYİZ.
GİRİŞİMCİLİĞİ FAZLA MI DESTEKLİYORUZ?
Girişimciliğin teşviki sadece ülkemizde değil tüm dünyada ziyadesiyle önem verilen bir konu. Girişimcilere ülkemizde destek veren kurumların başında KOSGEB, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansları, AB Ufuk 2020 Programı, Ekonomi Bakanlığı ve daha nicelerini gelmektedir. KOSGEB’in sayısız girişimcilik desteğinin yanı sıra TÜBİTAK ve Kalkınma Ajanslarının inovatif projelere olan destekleri sayesinde katma değeri yüksek ürünler ortaya çıkarken ülkenin ticaret açığına da olumlu katkı sağlamaktadır. Teşvik konusunda bonkör olan bu kurumlarımıza baktığımızda aslında merkezi hükümet eli ile bazı adımlar atılmaya çalışıldığını görmekteyiz. KOSGEB, TÜBİTAK ve AB Ufuk 2020 Programı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın; Kalkınma Ajansları Kalkınma Bakanlığı’nın; Yeni Teşvik Sistemi ise Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyonunda ilerlemektedir. Bu doğrultuda yerel yönetimlerin girişimciliğin desteklenmesi konusunda biraz eksik kaldığı kanaatine varabiliriz.
YEREL YÖNETİMLERİN YENİ BİR FORMÜLE İHTİYACI VAR!
Öne çıkan startup şirketlerin iş çevresi, uygun eğitim programları, fiziksel ortam, internet erişimi ile yönetim ve pazarlama desteği gibi önemli ihtiyaçlarını karşılayarak onların iş hayatına hızlı giriş yapmalarına yardımcı olan merkezlerdir. Yerel ve bölgesel yönetimler, eski tip stratejik belgeleri bir kenara bırakarak çağın gerektirdiği biçimde yeni girişimcilerin ve startup şirketlerin teşviki konusunda yeni hedefler belirlemelidir. Her ne kadar yerel yönetimlerden ekstra katkı gelemese de son yıllarda yeni şirket kurulumunda sürekli artış vardır. Fakat bu artışın hızında düşme gözlemlenmektedir.
DÜNYADA DURUM NEDİR?
Gelişmiş kentlerde belediyeler ve merkezi hükümet el ele vererek girişimciliği teşvik etmenin yollarını aramaktadırlar. En çok tercih edilen yöntemlerden birisi “girişim sermayesi fonları” ve “kuluçka merkezleri”nin desteklenmesidir. Kuluçka merkezi (Incubation Center), öne çıkan startup şirketlerin iş çevresi, uygun eğitim programları, fiziksel ortam, internet erişimi ile yönetim ve pazarlama desteği gibi önemli ihtiyaçlarını karşılayarak onların iş hayatına hızlı giriş yapmalarına yardımcı olmaktadır. Türkiye’de bunlara örnek olarak Arı Çekirdek, E-tohum ve Inovent’i sayabiliriz. Fakat bunların genellikle akademi veya özel sektör eliyle kurulmuş merkezler olduğunu unutmamalıyız. Tabi bu bahsettiğimiz yöntemler dahi dünyada eski moda olmuş durumda. Çünkü girişim fonları ve kuluçka merkezleri her ne kadar yeni girişimcilere bedava veya ucuz ofis alanları ile faaliyetlere yönelik yardım hizmetleri sunsalar da aslında girişimciliğe dair aktiviteleri teşvik etmekte verimsiz kaldıkları bir gerçektir. Kamunun bu tarz üst ölçekli veya şemsiye kuruluş uygulamalarından ziyade artık bireysel olarak girişimcilerle iletişime geçtiği bir döneme giriyoruz.
BEKLENTİLER VE YENİ STRATEJİLER
New Kauffman Foundation (Yeni Kauffman Vakfı) tarafından geçtiğimiz sene yayınlanan “Yerel ve Merkezi Yönetimler için Girişimciliğin Teşviki Rehberi”nde tüm kamu kurumlarının izlemesi gereken bazı stratejiler aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
• Girişimcileri bir araya getirecek ve katalizör görevi görebilecek etkinlikler düzenlenmesi
• Yeni oluşturulacak veya mevcut destek fonlarının küçük işletmelere odaklanacak şekilde ve yarışma usulü ile yeniden yapılandırılması
• Kuluçka firmalarının, startup firmaların ve tecrübeli yerel girişimcilerin bir araya geleceği bütüncül bir Kuluçka Merkezi tasarlanması
• Başarılı yerel girişimcilerin onore edilmesi ve bu bağlamda yerel katılımcıların yer aldığı ödül törenleri düzenlenmesi
• Daha basit vergi ve ödeme sistemlerinin benimsenmesi
• İzin süreçlerinin girişimciler açısından daha anlaşılır ve basit hale getirilmesi
• Göçmenlere hoşgörü gösterilmesi ve onların da iş kurmalarına imkan tanınması
KAZAN-KAZAN ANLAYIŞI
Daha canlı bir girişimcilik ekosistemi; daha fazla girişimci, işletme, istihdam ve vergi demektir. Yerel yönetimler bu doğrultuda daha fazla yerel gelire, dolayısıyla yerel halka daha fazla hizmet sunabilme imkanına sahip olabilecektir.
- Girişimciler devletten teşvik değil “işbirliği ve kolaylaştırıcılık” bekliyor.
Yazı: Mehmet Onur Partal
*Marmara Life sayı 98