Görmeyi Bilene SAMAN ALTINDIR

KÖYDEN YOLA ÇIKIP YAPTIĞI İŞLE ŞEHİRLERİ, ÜLKELERİ HATTA KITALARI AŞAN BİR KADININ BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR BU.

1990 yılında Uşak’ın Eşme ilçesine bağlı kırsal bir köyden yola çıkmış Gülfer Kızılçay, yanında hayat arkadaşı, elinde bir pazar çantası. Yolları Manisa Alaşehir’e düşen çiftin ne başlarını sokabilecekleri bir evi, ne de çalışıp ekmek parası kazanacak işleri varmış o zamanlar. Daha sonra Almanya’ya Noel çelengi yapan bir firmada işe başlamışlar. Aslında Gülfer Kızılçay’ın bugünkü başarısının temelleri o firmada çalışmaya başlayınca atılmış…

Bunlar hepimizin bildikleri, ya bu başarının arkasındaki diğer etkenler? Henüz 11 yaşında babasız kalan Gülfer Kızılçay kız çocuğu olduğu için okuma şansı da tanınmamış ve iki abisi okumak için köyden çıktığında, annesiyle birlikte hayata tutunmak zorunda kalmış. Okusa belki öğretmen belki de başka bir meslek sahibi olacak olan bu kadın; abilerini okutmak, evine maddi destekte bulunmak, başkalarına muhtaç olmamak için çiftçilik yaparak para kazanmış. Hayvan gütmeden peynir yapmaya, sabandan hayvanların bakımına kadar küçücük ellerini aşan hemen hemen her işi öğrenmiş. Tabi ki onun için başka bir hayat mümkün olabilirdi. Belki okuması mümkün olsaydı eli kalem tutarak başarıyı elde edecekti ancak hayatın Gülfer Kızılçay’a bu şansı sunmaması, vazgeçmesine neden olmadı. Bunu bir eksiklik bir bahane olarak hayatında istemedi ve saman saplarına her gün daha fazla tutundu. Şimdilerde ise saman sapları ile kendi hayatı ve başarı arasında bir köprü kuran, hepimize örnek bir kadın o. Girişimci ruhun eğitime ya da birçok alternatifi içinde barındıran şehir hayatına bağlı olmadığını ihracat devlerinin yanında dimdik durarakbize bir kez daha gösterdi.  Çıkış yolları arayan, ona “layık” görünen kadarıyla yetinmeyen, cesaretini kendinde bulan kadınlar ve daha niceleri için Gülfer Kızılçay ile işe başlama sürecini, nasıl bir başarı elde ettiğini ve bu başarının hayatını ne yönde etkilediğini konuştuk…

AZMİN ZAFERİ

“Yaklaşık 10-15 yıl kadar bir firmaya Noel çelengi yaptım, işle alakalı tüm detayları öğrendim. Firma daha fazla büyüyünce bizim yaptığımız iş onlara küçük geldi.  Benim de çocuklarım büyüdü ve masraflarımız arttı. Zaten yevmiyeyle çalışıyorduk, bir yerden başlamam gerektiğini düşündüm. Firma gelen siparişleri reddediyordu. Eşimle ne yapabiliriz diye düşünürken çelenk yapımında kullanılan makinelerden mi alsak diye bir fikir geldi aklımıza fakat maddi imkânlarımız yoktu. Çıkış yolları aramaya başladım ve bir gün haberleri izlerken İŞKUR’un kredi verdiğini gördüm. Bu haberle birlikte kaymakamlığa ve diğer yerlere başvurdum. KOSGEB kursu açılacağını öğrendim, kursa katıldım. Zaten makinelerin kullanılmasından müşteriyle irtibata geçmeye kadar işin her bölümüne hâkimdim, birazcık maddi imkân elde edebilmenin mücadelesini verdim. Tüm mülakatları başarıyla geçip KOSGEB belgesini aldım ve 2010 yılında bu işe başladım.”

BİRAZ CESARET BİRAZ DESTEK

Üretim kapasitesine 5 binle başlayıp yılda 70 bine kadar çıkan Gülfer Kızılçay çalışmaya çok alışkın olduğunu çalışmadan duramadığını söylüyor, “Bazen siparişler çok yoğun oluyor herkes 8 saat çalışırken benim 16 hatta 48 saat çalıştığım günler oluyor. Bazen iş yerine müşteriler geliyor ve patronu arıyorlar. Eğer ben işi ne kadar iyi yaparsam yanımda çalışanlar da bana yetişmek için o kadar iyi yapar. İşçiler de gerekli gayreti gösteriyor ama ailemden de çok destek alıyorum en önemlisi de bu sanırım. Eşim benimle birlikte çalışıyor, kızım üniversiteyi bitirdi sınava girecek ama o da benim yanımda. Bir de oğlum var o da başka bir işte çalışıyor fakat Noel’e yakın zamanlarda işten çıktığında benim yanıma geliyor dişimizi tırnağımıza takıp işleri yetiştiriyoruz. Zaten benim en büyük destekçim eşim, ödül törenlerine çağırıldığım ilk zamanlar gitmeye çekiniyordum ama beni destekleyen, korkularımı aşmamı sağlayan hep o oldu.”

SAMAN SAPLARI HAYATINI DEĞİŞTİRDİ

Bir firmada işçi olarak çalışırken kendi işini kurmanın hem zorlukları hem de güzellikleri olmuş. Şimdilerde 2 makineyle çalışıp, boş çelenk yapan Gülfer Kızılçay’ın hayalleri buraya kadar değil elbette. Maddi destek bulup para sıkıntısını atlatabilirse
gelecekte çelenkleri süsleyerek ihraç etmeyi planlıyor. Yaşadığı sıkıntılar için “Maddi sıkıntılarım var tabi ama manevi olarak kendi adıma birçok şeyi başardığıma inanıyorum, en azından hedeflerime ulaşabildim. Bu iş sayesinde çok insan tanıdım,
çocukken bir kadın öğretmen görmenin hayalini kurarken yaptığım işle ödüllere layık görülmek hayatımın nasıl değiştiğini gösterdi bana. Elimdeki imkânlara göre çok şey
başardım diye düşünüyorum bazen. Buraya ilk geldiğim gün bir çay bardağım bile yoktu” diyor. Almanya dışında Manisa-Akhisar, Antalya ve Uşak’a da çelenk yollayan Gülfer Kızılçay’ın en çok yapmak istediği şey ise maddi bir destek bularak çelenkleri
süslemek. 26 yıl önce elinde pazar çantasından başka hiçbir şeyi olmayan şimdilerde yaptığı işle birçok girişimcinin adından söz ettiği Gülfer Kızılçay ve tüm kadınlar için
“Ellerimi bahçeye dikiyorum. Yeşereceğim, biliyorum biliyorum.”

 

Yazı: Dilara ÖZDEŞ

*Marmara Life Sayı 99

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s