Suyun bulandırıldığı vakitlerde suya düşürdüğümüz bir şeyi arıyoruz sanki. Bu belki biraz neşe, biraz huzur, belki başarı ama en sonunda barış. Barışı ve başarıyı hatırlatmasını dilediğim Maryam Mirzakhani’yi anlatmak için sıvadım kolları. Sizin de zihninize kazınması temennisi ile…
Dünya ilham verici başarı hikâyelerine sahip kadınlarla dolu… O kadınlardan biri “Matematiğin Nobeli” sayılan Fields Madalyası’nı kazanan ilk kadın, matematik profesörü Maryam Mirzakhani. Maryam, İran’da başladığı matematik kariyerini Harvard Üniversitesi’ne ve oradan Nobel Ödülü’ne kadar yükseltti. Uzun yıllardır meme kanseriyle mücadele ediyordu ve maalesef geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yumdu… Herkes onu ‘genç dahi’ olarak tanıdı. Çünkü Matematiğin Nobeli olarak da bilinen Fields ödülünü kazanan ilk kadın olarak tarihe adını yazdırmıştı. O, kısa ömrüne, tarihe yazılacak başarılar sığdırdı.
MİRZAKHANİ ’DEN GERİYE KALAN
Bazı incelikler var ki yalnızca belli anlarda işler içimize, her an uygun bir an değildir böyle şeyler için. Çünkü kaçmaya çalıştıkça peşimizi bırakmayan bir dünya telaşıyla inatlaşıp kavgaya tutuşuyoruz. Katliamlar, yasaklar, tedirginlik, iplik iplik sarmış dört yanımızı, yaşamak deseniz zaten büyük bir denge işi. Duman da, ateş de hiç dinmiyor
belki ama bizlere düşen bu yangın yerinde tanık olduğumuz güzel şeyleri ön plana çıkarmak. Maryam Mirzakhani de o güzelliklerden bir tanesi. Günün birinde ‘genç dahi’ olarak anılacağından habersiz ilkokula başladığında öğretmeni bile ondaki ışığı fark edememiş. İlkokuldan sonra matematik öğretmeninin motivasyonunu kıran tepkileri nedeniyle matematikten uzaklaşmış, okuma ve yazmaya yönelmiş.
Mirzakhani, bu sebepten ötürü müdür bilinmez ama küçükken matematikçi olmayı hiç düşünmemiş. Kitap okumayı, kendi kendine hikâyeler uydurmayı seviyormuş ve televizyonda ünlü kadınların hayatlarına dair belgeseller seyredip, bir gün büyük bir yazar olma hayali kuruyormuş. İlkokulu İran-Irak savaşının hemen sonrasında bitiren ve üstün yetenekli kız öğrencileri yetiştirmek için kurulan Ferzanegan Ortaokuluna giden Mirzakhani, okulun ilk haftasında kendisi gibi bir kitap kurdu olan Rüya Beheşti ile tanışmış ve iki kafadar, kısa süre içinde etraftaki kitapçıları ziyarete başlamışlar. İran’da satın almadan önce kitapları karıştırmak yasak olduğu için de zaman içinde çok fazla rastgele kitap alıp okumuşlar.
“MATEMATİK AKLIMIN UCUNA BİLE GELMEMİŞTİ”
Mirzakhani, Guardian’daki röportajında çocukken hayalinin yazarlık olduğunu ise şöyle ifade ediyor: “Roman okumak tan çok keyif alıyordum. Aslında ne bulursam onu okuyordum. Lise sona kadar matematikle ilgileneceğim hiç aklıma gelmemişti.” Mirzakhani’nin matematiğe ilgisi ise abisinin kendisine 1’den 100’e kadar olan sayıların toplanması sorusuyla başlamış. Ödüllü matematikçi o anı şöyle özetliyor: “O zaman ilk defa, kendim çözememiş olsam da, bir sorunun çözümüyle karşılaştığım için mutlu olmuştum.”
KİMSE YAPAMADIYSA SİZ YAPARSINIZ!
Orta birinci sınıftaki matematik öğretmeni, Mirzakhani’nin matematiğe karşı pek yeteneği olmadığına kanaat getirmiş. “O yaşta başkalarının hakkınızda ne düşündüğü çok belirleyici oluyor” diyor Mirzakhani. Bir öğretmeni ile matematikten uzaklaşan, abisinin matematik problemleriyle matematiği sevmeye başlayan Mirzakhani’yi ileri taşıyan ise matematik olimpiyatlarına katılması olmuş. 1994 yılında 17 yaşında lise öğrencisi iken yakın arkadaşı Rüya Beheşti ile Uluslararası Matematik Olimpiyatları’na katılmak için okul müdürüne başvurduklarında, daha önce takıma girmiş bir tane bile kız öğrenci olmamasına rağmen arkalarında durmuş, ve “kimse yapmadıysa da ilk siz yaparsınız, ne var?” demiş. “Güçlü bir karakterdi müdürümüz” diyor Mirzakhani, “ve bu tavrının hayatım üzerinde büyük etkisi oldu…”
Maryam Mirzakhani ve Rüya Beheşti elemeleri geçerek olimpiyatlarda İran’ı temsil eden ekibin içinde yer almayı başarır. Mirzakhani iki yıl üst üste olimpiyatlarda İran’ı temsil eden milli takım içinde yer alır. İlk yıl altın madalya alır, ikinci yıl ise daha büyük başarı göstererek tüm soruları eksiksiz çözer. Olimpiyatlar yeteneğini keşfetmesine ve matematiği daha çok sevmesine vesile olur. Maryam bu başarısından sonra matematikle daha çok haşır neşir olur ve 1995 UMO’da testlerin tamamını hatasız yaparak 42 puan toplar ve yine altın madalyayı İran’a götürmeyi başarır.
BAŞARI GARİP BİR ŞEY
Maryam Mirzakhani çocukken öğretmeni tarafından çok eleştirilmiş ve “matematik yapamazsın” uyarısı almıştır. Zaten tarihe ne zaman baksak bilim insanlarının çocukluk dönemlerinde saçma eleştirilere maruz kaldığı görülmektedir. Pes etmeyip devam eden Mirzakhani ise bu durumu “Matematikteki güzelliği görmek için çok fazla enerjiye sahip olup çok çaba sarf etmek gerekir” diyerek özetliyor. İlerleyen yıllarda ise İran’da bulunan Şerif Teknoloji Enstitüsüne girip 4 yıl içerisinde bitirmiş ve yüksek lisans eğitimi almadan doktorasını 2004 yılında Harvard Üniversitesinden almıştır. 2004 – 2008 yılları arasında Clay Matematik Enstitüsü (Milenyum Problemlerden hatırlanacaktır) ve Princeton Üniversitesinde görev almış ve daha sonra ise (2008 yılının başında) Stanford Üniversitesinde profesörlük görevine gelmiştir. Ancak hayatını değiştiren ve tarihe geçmesini sağlayan olay 2014’te yaşandı. O tarihte 37 yaşında olan Maryam, dört yılda bir toplanan Uluslararası Matematikçiler Birliği’nin ‘Fields Madalyası’ ile ödüllendirildi. 40 yaş altındaki matematikçilere verilen ödülü alan 54’üncü bilim insanı olan Maryam, daha önceki 53 kişinin aksine bu ödülü alan ilk kadın oldu. Doktora danışmanı (ve kendisi de bir Fields Madalyası sahibi olan) Curtis McMullen, eski öğrencisinin çok güçlü bir araştırmacı olduğunu, teknik becerilerinin yanında “gözüpek bir hayalgücü”ne ve kendi vizyonunu oluşturma becerisine sahip olduğunun altını çiziyor. Mirzakhani’nin araştırmalarını takip edenler de, yıllarca ilerleme kaydedilememiş problemleri, birbirinden uzak alanlar arasında beklenmedik bağlantılar kurarak çözme becerisinden hayranlıkla bahsediyorlar. Ve yeni bir şey keşfettikçe, kendisini “dağın tepesinde” hissettiğini söyleyen Mirzakhani, her şeye daha net baktıkça, daha mutlu olduğunu söylüyor ve ekliyor “kolay yılan biri değilim…”
EZBER BOZDU
Daha çok erkek bilim insanları ile anılan Matematik alanında gösterdiği başarı ile bir taraftan bilimdeki erilliği temellerinden sarsan Mirzakhani, diğer taraftan bilim camiasının ve İranlıların övünç kaynağıydı. 1979’daki devrimden sonra başörtülü olmayan kadınların gazetelerde yer alamaması kuralı 40 yaşındaki Mirzakhani’nin ölümüyle tek seferlik bile olsa rafa kaldırıldı. İran’ın Dışişleri Bakanı Muhammed Cavad Zarif instagram hesabından Farsça bir açıklama yayınlayarak bu üzüntüyü şu sözlerle dile getirdi: “İranlı bir deha ve matematik profesörü olan Maryam Mirzakhani’nin hayatını kaybedişi beni ve eşsiz ve seçkin bilim insanları ile gurur duyan İranlıları derinden üzdü. Bu kadın bilim insanın ölümü sebebiyle, acı dolu ailesine, bilim camiasına ve tüm dünyadaki İranlılara en içten taziyelerimi sunuyorum.”
Şüphesiz ki evren oluştuğundan beri kadın olmak istisnasız hep daha zor koşullardaki takımın oyuncusu olmaya denk gelmiştir. Mirzakhani’de kendi yeteneği ve disiplinli çalışması ile yarattığı etkiyi ve gücü vefatından sonra bir kez daha ama en derinden hissettirdi…
NOTLAR:
*“Matematiğin Nobeli” olarak adlandırılan Fields Matematik Ödülleri, her 4 yılda bir yıl Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenleniyor. Fields ödülleri, 1936 yılında Kanadalı matematikçi John Fields tarafından başlatıldı ve 1950’den bu yana, 4 yılda bir veriliyor. Ödül, 40 yaşın altındaki matematikçileri “gelecek başarıları için cesaretlendirme”yi hedefliyor.
Maryam Mirzakhani hakkında
» 1977’de İran’da doğdu.
» 1994 ve 1995 Uluslararası Matematik Olimpiyatları’nda altın madalya aldı. Lisans eğitimini İ ran’da tamamladı. Harvard Üniversitesi’nde doktora yaptı.
» Mirzakhani 2008’den itibaren Stanford Üniversitesi’nde profesörlük yaptı.
» Hiperbolik geometri, ergodik teori, simplektik geometri ve Teichmüller teorisine odaklandı.
» 2014’te Fields Madalyası’nı alan ilk kadın ve ilk İranlı oldu.
Hangi konuda çalışıyordu?
Mirzakhani’nin çalışmaları özellikle “Riemann yüzeyi” olarak adlandırılan şekilleri temel alıyordu. Bu sarmal şekiller ancak karmaşık sayılarla analiz edilebiliyor. Aslında matematikçi, Riemann yüzeylerinin kendine özgü muhtemel geometrilerini haritalıyor ve böylelikle ortaya çıkan yeni alanları hesaplıyor.
Yazı: Dilara Gülşah Azaplar
*Bu yazı Marmara Life Sayı 104’te yayımlanmıştır.