Pelin Aslantaş’ın hikâyesine kayıtsız kalamayanlar arasında kimler mi var? Ivanka Trump, Birleşmiş Milletler… Neden mi dersiniz? Kendisi, Edirne’nin iki yüz elli erkek şoförü arasındaki tek kadın, mesleklere cinsiyet biçen toplumsal zihne aldırmadan tutkusuna dört elle sarılan güçlü bir kişilik ve bana sorarsanız, karşılaşabileceğiniz birçok sürücüden çok daha hünerli direksiyon sallıyor.
Pelin Abla doğma büyüme Adanalı, fakat şimdilerde Edirne’nin meşhur kadın şoförü. Gerçi kendisiyle çıktığım iki sefer boyunca şehir sakinlerinin enteresan bir olayla karşılamış gibi hareket ettiklerini görmedim. Eh, neden sıradışı bir olayla karşılaştıklarını düşünsünler ki! Pelin Aslantaş’ın vites geçişleri pamuk gibiydi. İstanbul’da defalarca yere düşmeme sebep olan erkek şoförlerin aksine bir kere bile savurmadı bizi. Başarısı nereden geliyor sualine cevap verecek olursam, bence işine gösterdiği saygıdan. Çünkü Pelin Abla, asla önden yolcu indirmez, kurallardan ödün vermez ve herkesten kendi işini adabıyla yapmasını bekler.
“BABAM GİDİNCE DİREKSİYONA GEÇERDİM”
Pelin Abla’nın şoförlük merakı sonradan değil, çocukluktan geliyor. “Biz dört kız kardeşiz,” diye anlatıyor. “Babam öğretmendi, annem esnaftı. Cipimiz vardı; hep merak ediyordum, babam kullanabiliyorsa, ben de kullanabilirim diyordum. 8-9 yaşlarında direksiyon tutmaya başladım. Babam okula gittiği an, anne, babam okula gitti mi diye soruyordum. Annem “evet” dediğinde hemen direksiyona geçiyordum. Uzun bir yola gitmek önemli değildi. Dur-kalk, vites değiştirme, bir ileri bir geri olarak başladım. Annem de kullanıyordu fakat bir kaza yaptı. Sonra vazgeçti araba kullanmaktan. Bizim kullanmamızdaki öğreticiliğini ise hiç kaybetmedi. “Yapabilirsiniz,” diyerek destek verdi. Araba kullanmayı kız kardeşime de annem öğretti.”
Pelin Aslantaş 3 yıldır bu mesleği icra ediyor fakat daha Adana’da yaşadığı yıllarda otobüsün direksiyonuna geçmek varmış içinde. “Büyük araç kullanmayı seviyorum. Adana’da başlayacaktım bu işe aslında ama eşimin tayini dolayısıyla, buraya geldik. Oğlum internette, bayan şoför arandığıyla ilgili bir ilan görüyor. Anne istersen bir başvur, dedi. Başvurduğumda sadece SRC (Toplu Taşıma Belgesi)’ye sahip değildim. Toplu Taşıma Belgem olmadığı için dernek başkanımızla görüştüm. Belgelerini tamamla gel başla, dedi. İstanbul Güngören’de 39 saatlik bir eğitim aldım. Eğitimden sonra sınava girdim. İlk sınavda 50 sorudan 48 net yaptım ve belgeye hak kazandım.”
“BEN BU GEMİYİ TERK ETMEM”
Şoförlük yapmakta ne zahmet var derseniz eğer, onlarca insanın canını taşırken iş vites değiştirip direksiyon döndürmekten ibaret değil, der Pelin Abla. Başından geçen ciddi bir anısı da bu tezi güçlü bir şekilde savunuyor. “Geçen kış çok uzun bir hat olan 7B’de çalışıyorum, her yer kar. Adana doğma büyüme olduğum için ne kar bilirim, ne de buz.
Durmak istesen duramıyorsun. Grup başımı aradım. ‘Ben yapamıyorum, çok tehlikeli’ dedim. ‘Gidemiyorum’ deyince cevap vermedi. ‘İyi peki’ dedim, bu araba yan yatar, ya da takla atar. Jandarma Emniyet’in oraya geldim; dik bir bayır. Soluma baktım araç mezarlığı gibi. Sağıma baktım araç mezarlığı gibi. Bunlar kalmış ama ben buradan çıkarım dedim. Tam düzlüğe kavuşacakken, araba kafayı sağa, arkasını sola attı. Ayak freni yok. Direksiyon kontrolde değil. Araba sürekli kendini çırparak arkaya doğru gidiyor.
İnsanlar heyecanla kalktı hemen, kapıyı aç biz ineceğiz dediler. “Ben de arabanın içindeyim, hep beraberiz, İnmiyorsunuz. Ya kurtulacağız, ya başımıza bir hal gelecek. Herkes yerine otursun” diye kızdım. Ama benim dizlerim tutmuyor korkudan. O anı bir daha yaşamak istemiyorum. Kaldırıma çok az teker dokunduğu için olduğu yerde kalmayı başardı. Aradım grup başımı, üç dakika sonra bütün yönetim oradaydı. Herkes destekleyince 30-40 dakikada düze çıkardım otobüsü…”
Pelin Aslantaş’ın hikâyesini egzotikleştirme gereği duymuyorum. Bir otobüs şoförünün kadın olmasında alkışlanacak, olağandışı bir durum da görmüyorum aslında. BM’nin ya da Ivanka Trump’un kendisinden bahsetmesi de onun öyküsünü kıymetli kılan şey değil. Pelin Abla’yı bize duyuran şey her ne ise, o olmadan da yaptığı meslek gayet olağandı. Hikâyesini yazmamdaki amaç da bu; tıpkı onun otobüsüne binen her Edirneli gibi, toplumun cinsiyetlere meslek ördüğü kalıplardan sıyrılıp, bir kadının otobüs şoförlüğü yapmasına mucize gibi yaklaşmaktansa, olan bitenin aslında normal olduğunu fark etmemizdi…
NOTLAR
BM’DEN TRUMP’A UZANAN HİKÂYE
Edirne’de iki yüz elli erkeğin arasında tek kadın şoför Pelin Aslantaş’ın hikâyesi önce Birleşmiş Milletlere konu oldu; ardından da Ivanka Trump’ın twitter hesabına. “2016’da Dünya Kadınlar Günü için 8 Mart’tan önce Birleşmiş Milletler’den geldiler. Röportaj yaptık. Bir Türk, bir Amerikalı. Beni arayıp randevu istediler. Dünya Kadınlar Günü için röportaj yaptık. Sonrasında Gizem Hanım bu röportajı Birleşmiş Milletler’de yayınlıyor. Yayınlandıktan 1 yıl sonra Ivanka Trump röportajı alıp kendi Twitter sayfasında paylaştı. Ondan sonra zaten medyada olay patladı. Arkasından basın toplantısı yaptık. Başkanımız Hakan Geyik tüm gazeteleri çağırdı.”
ADANA’DA ŞOFÖRLERİN YARISI KADIN
“Adana’daki şoförlerin yarısından fazlası kadın. Körüklü araçlar mevcut, aslında ben de orada işe başlayacaktım. Bu işi yapan hatunlar tek parmağıyla sürüyor Adana’da otobüsleri, tabir-i caizse dans ettiyorlar aracı. Ivanka beni paylaştıktan sonra Adanalı bayan şoförler, bacım senden burada çok var yazmışlar.”
Yazı: Faruk Kanber / Fotoğraf: Yağız Karahan