Sakarya Büyükşehir Belediyesi son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla ve yürütülen projelerle uluslararası başarılara imza atıyor. Ulaşımdan tarımsal faaliyetlere, altyapı çalışmalarından sosyal hizmetlere kadar pek çok konuda hem gerçekleştirilen hem de tasarlanan projeleriyle yenileşme sürecindeki Sakarya Büyükşehir Belediyesi, sürdürülebilir kentler için de doğal ve kültürel olanla modern uygulamaları birleştirmekte oldukça başarılı. Başkan Ekrem Yüce, bizlere yürüttükleri tarımsal faaliyetler başta olarak kent üzerindeki yenilikçi adımları, yeni projeleri ile mevcut durumu anlatıyor.
Doğma büyüme Sakaryalısınız? Belediye başkanı olmayı çocukluğunuzda hayal eder miydiniz?
Hiç düşünmedim, hayal etmedim ama gelecekte ülkemin yönetiminde söz sahibi olmaya azmettim. Bu söz sahipliğiyle ilgili herhangi bir alan belirlemedim. Bürokrat, STK başkanı, belediye başkanı olmakla ilgili herhangi bir tercih ve sınıflandırmam yoktu. Ama ilkokul çağından, yani dünyayı algılamaya başladığımdan bu yana, ailemin verdiği eğitimin de önayak olmasıyla, ülkemin geleceğinde söz sahibi olma isteğim hep vardı. Ayrıca inancım doğrultusunda, insanlığa hizmet etme arzum ve bu arzumu da koruma isteğim vardı. Bunu bir ibadet olarak telakki etmiştim.
Bize yapılan telkin buydu. Bu çerçevede hayatımızı bu mücadele üzerinde belirlemiş olduk. Tekdüze bir iş insanı, bürokrat, siyasetçi olma hayalim hiç olmadı. Evvela kendime, aileme, çevreme, şehrime, ülkeme nasıl faydalı olabileceğimi düşündüm. Diğer görevlerim şartlar gereği adeta nasip oldu.
Gayret başarıya aşıktır, derler. Yani gayret göstermezseniz başarılı olamazsınız. Ben gayret gösterdim, gerçek anlamda çabaladım, kişisel menfaatlerimi ve arzularımı gündemime almadım. Tatil yapmak, mal mülk edinmek, konfor ve sefahat gayretimin nedenleri değildi. Hep toplumla iç içe olduğum, topluma katkı sağladığım ve hayır duası alacağım işler yapmayı hayal ettim. Ne yapayım ki hayır duası alayım, ne yapayım ki insanlar beni hayırla yad etsin, hep bunların hesabını yaptım. Belki bu nedenle de Yüce Mevla bana güzel hizmetler nasip etti.
Daha önce hangi görevlerde bulundunuz?
Önce Adapazarı Belediye Başkan Yardımcısıydım. Daha sonra Refah Partisi Adapazarı Parti İlçe Başkanı oldum. Ondan da sonra Erenler Belediye Başkanı oldum. ÇAYKUR’da araştırma görevlisi olarak uzmanlık yaptım. Mühendis oldum. Fabrikalarda müdür olarak görev yaptım. Yine özel sektörde müdür ve müdür yardımcılığı görevlerinde bulundum. Genel müdürlüğe kadar yükseldi görevlerim. ÇAYKUR’da 9 yıl genel müdürlük yapmak da nasip oldu, yönetim kurulu başkanıydım aynı zamanda. Sonra milletvekili adayı oldum ve görevimden ayrıldım. Milletvekili olmak nasip olmadı ama görevime de dönmedim; çünkü bunun şık olmayacağını düşündüm ve başka bir arkadaşımızın göreve devam etmesi gerektiğine inandım. Çoğu siyasetçimiz, seçilmediğinde göreve dönmemeyi düşünmüyor. Seçimi kazanamazsa işine dönebileceğini düşünür. Ben dönmedim. İlk olarak yasa gereği Tarım Bakanlığı Müşavirliğine atamam yapıldı. Akabinde Doğu Karadeniz Bölge Kalkınma Başkanlığı Kurucu Başkanı olarak görev yaptım. Bölgeyi ÇAYKUR vesilesiyle çok iyi tanıdığım için dönemin başbakanı tarafından talimatla bu göreve getirildim, 7 sene görev yaptım. Güneydoğu’daki GAP gibi düşünün, DOKAP Başkanlığı yaptım. Hem kurucu hem de başkandım, 9 il bize bağlıydı. 18 katrilyon yatırımlık hizmeti de o bölgede gerçekleştirmeyi Mevla nasip etti. Bu da benim mutluluklarımdan biridir. DOKAP’tan da yine siyasete atılmak üzere ayrıldım. Yine nasip olmadı, 6. sırada yer aldım. Bu kez ben de görevimden ayrılmayı düşünmedim, kazanamayınca DOKAP’a döndüm. Döndükten birkaç ay sonra Ankara’dan gelen bir talimatla tekrar ÇAYKUR Genel Müdürlüğüne atandım. Bu da her kula nasip olmaz, isteğimle ayrıldığım bir yere tekrar atanmam benim için onur vericiydi. Trabzon’dan Rize’ye kadar uzanan bir karşılama töreniyle ve gazetelerde “Efsane Geri Dönüyor” manşetleriyle göreve dönmüş oldum. Ondan iki ay sonra da büyükşehir belediye başkanlığı nasip oldu. Bunların hiçbiri planlı programlı girişimler değildi ama şartlar sürükledi. Adeta rüzgâra karşı yelken açtık ve gayretlerimizin neticesinde çok güzel yerlerde ülkemize hizmet etmek nasip oldu. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinde 20 yıl kadar okutmanlık yaptım. DOKAP Başkanı iken de Ordu’da ziraat fakültesinde okutmanlık yaptım. Belediye başkanı olana dek üniversitede ders vermeyi hiç bırakmadan, dışarıdaki iş hayatımı sürdürdüm.
Milletvekilliğine nazaran belediye başkanlığında verilen hizmet daha görünür oluyor, halka direkt dokunuyor diyebilir miyiz?
Kesinlikle. İcraatın başı. Şu anda eski Sakarya’yı hallaç pamuğu gibi atıyoruz ve baştan sona yeniliyoruz. Altyapı, üstyapı, sosyal alanlar, parklar, bahçeler, tarımsal faaliyetler gibi aklınıza gelebilecek her konuda atılımlarımız var. Kenevir halı örmeye başladık; 3 bin yıllık Yağcıbedir Halısı, tamamen organik ve kök boyalı, 600 iplikle ve milyonlarca ilmekle dokunmuş tarihi bir halı. Tezgâhtan 2 ayda çıkan tamamen el emeği, göz nuru bir halıdır. Yine kenevirden ve keçeden yapılmış bir halımız var. Bunları mecliste gösterdik, çok beğenildi. Tarım Bakanımızın izniyle %40 kenevir ekimi yaptık. Ekimden elde ettiğimiz tamamen saf elyaflar şimdi iplik haline gelecek. Bunun için iplik fabrikası kurma hayalimiz var. Kenevir yağı da üretiyoruz, çok şifalıdır biliyorsunuz.
“DEVASA BİR BEYİN FIRTINASI”
Marmara Belediyeler Birliğinin düzenlediği Marmara Urban Forum (MARUF) ile ilgili düşünceleriniz neler? MARUF21’de neler ele alınmalı?
MARUF tarih yazıyor, her şeyiyle mükemmel. Önemli çalışmalara kaynak oluşturabilecek, ufuk açıcı bir organizasyon ve tüm belediye başkanlarımızın büyük katkıları oluyor. Paneller, devasa bir beyin fırtınasına dönüşüyor ve önemli bir bilgi harmanı oluşuyor. Özel sektörün kendi tecrübeleri, farkındalıkları, değerleri var, kamunun da öyle.
MarmaraLife 