7 yıl önce, sanayide yeniliklerin gerçekleşmeye başladığı bir dönemde kurulan OTOKAR, toplu ulaşımda pek çok ilke imza atarak, sektörü geliştiren atılımlar gerçekleştirdi. Pandemi sürecinde bulaş riskini azaltan “Güvenli Otobüs” ile yola devam eden OTOKAR, hem bu sürecin hem de “yeni normal” ifadesiyle kodladığımız dijital çağın gerekliliklerinin üretimi, Ar-Ge çalışmaları ve projeleriyle destekleyerek, doğa ve ekonomi dostu, sürdürülebilir yeniliklere imza atmayı hedefliyor. OTOKAR Kamu Satışları Müdürü Mahir Özşeker, bize halihazırda yürüttükleri çalışmaları ve önümüzdeki sürece dair hedeflerini anlattı.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
OTOKAR tarafından üretilen tüm araçların tüm kamu ve kamu iştiraki kuruluşlarına yapılan satışlarından sorumlu Kamu Satışları biriminin müdürü olarak görev yapmaktayım.
Pandemi süreci özellikle kamuya üretim yapan ulaşım sektörünü nasıl etkiledi?
OTOKAR olarak, ülkemizin sanayileşme ve modernleşme atılımlarının başladığı dönemde kurulduk. Bundan 57 yıl önce yapılmayanı yapma hedefiyle çıktığımız yolda, hizmet verdiğimiz sektörlerde birçok ilke imza attık. Faaliyet gösterdiğimiz 7-10 metre uzunluktaki küçük ve orta boy ile 12-18 metre üstü şehir içi toplu taşımacılık otobüs segmentlerinde geçen yıl %50’nin üzerinde bir daralma gerçekleşti. Yaşanan daralmaya rağmen faaliyet gösterdiğimiz segmentlerin toplamında geçen yılı yine pazar lideri olarak kapatıp 2020 yılına hızlı bir başlangıç yaptık. Ocak-Mart ayları arasında önemli bir büyüme elde ettik. Ülkemizde mart ayının başında görülen ilk vaka ve tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını, küresel ölçekte öngörülemeyen bir sürecin yaşanmasına sebep oldu.
NORMALLEŞMEYLE BİRLİKTE TİCARİ İYİLEŞME BAŞLADI
Bu süreçte ne tür aksiyonlar aldınız?
Pandemi sürecinin en başından itibaren öncelikli olarak çalışanlarımızın sağlığını korumak, salgının etkisini azaltmak, yayılmasını engellemek ve işimizin devamlılığını sağlamak için gerekli önlemleri aldık. Şirket içinde ve dış paydaşlarla ilerleyen operasyonlarda önlem odaklı aksiyonlar aldık; düzenli iletişim halinde olduk. Normalde tek vardiya olan çalışma şeklimizi iki vardiyaya böldük. Çalışan sayımızı en az seviyede tutacak şekilde faaliyetlerimize devam ettik. Tüm üretim alanlarımızda ve servisler dahil tüm ortak alanlarda her türlü önlemi aldık. İlk günden itibaren hayata geçirdiğimiz önlemler, çalışanlarımız için her alanda aldığımız üst düzey hijyen tedbirleri ve tüm paydaşlarımızı gözeten uygulamalarımız ile TSE’den COVID-19 Güvenli Üretim Belgesi aldık. Pandemiyle birlikte dünya genelinde ticarette sert bir daralma meydana geldi. Normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte ticari süreçlerde iyileşmeler başladı.
İnsanların evden çalışmaları toplu taşımaya olan talebi düşürmüş olmalı. Bu durum sektöre nasıl yansıdı?
Koronavirüs birçok sektörü derinden etkiledi. Kamuoyu ile paylaşılan bilgiler, bazı sektörlerde %50 üzerinde daralma meydana geldiğine işaret ediyor. Ulaşım sektörü, karantinalar ve kısıtlamalar nedeniyle pandemiden önemli ölçüde etkilendi. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar koronavirüs kaygısı nedeniyle toplu taşımaya binmemeye gayret gösterdi. Mart ayı genelinde İstanbul özelinde yayımlanan haberleri incelediğimizde, ilk üç haftada toplu taşıma yolcu sayısında yaklaşık %50’lik bir düşüş yaşandı. Toplu taşıma kullananların özel araç talebinde artış oldu. Koronavirüs, ulaşım sektöründe güçlü altyapı sistemleri oluşturmanın önemini de aslında bir kez daha göstermiş oldu. Sektördeki daralma, 2020 Haziran ayının ortalarında devlet tarafından verilen teşvikler, sağlanan ihtiyaç kredileriyle birlikte normalleşme sürecini başlattı.
BULAŞ RİSKİNİ AZALTAN “GÜVENLİ OTOBÜS” YOLA ÇIKTI

Bu süreçte OTOKAR olarak hangi konulara ağırlık verdiniz?
OTOKAR olarak bu süreçte, bir taraftan son yıllarda olduğu gibi ihracat çalışmalarımıza ağırlık verirken, diğer taraftan da toplu ulaşımda güven duygusunu artıracak yeni bir ilke imza attık. Bu dönemde Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek COVID-19 virüsünün bulaşma riskini azaltan ‘Güvenli Otobüs’ümüzü de yola çıkarmanın gururunu yaşadık. Şehir içi ulaşımdaki tedirginliği ve COVID-19 tehdidini en aza indirmeyi hedefledik. “Güvenli Otobüs”, kendi kendini dezenfekte edebiliyor; fotokatalitik sistem ile güvenli bir seyahat imkânı sunuyor; binen yolcuların ateşini ölçüp, maske kontrolü yapabiliyor ve yeni nesil sürücü kabini ile sürücüyü bulaşma riskine karşı daha fazla koruyor. Dünyada ilk kez dört sistemin bir arada kullanıldığı otobüs, İzmir’de şehir içi taşımacılıkta hizmete başladı. Pandemiye rağmen üst düzey güvenlik önlemleriyle çalışmalarımızı sürdürüp İzmir’de yılın en büyük ihalesini kazandık. Eşzamanlı olarak Gürcistan’da açılan büyük bir projeyi daha kazandık. Aldığımız tedbirlerle birlikte üretimimize devam ettik ve siparişlerimizi zamanından önce teslim etmeye başladık.
Süreç bitiminde piyasada nasıl bir hareketlilik bekliyorsunuz? Piyasanın hareketleneceğini düşündüğünüz bir tarih var mı?
Küresel çapta olduğu gibi ülkemizde de büyük şehirlere göç hızla devam ediyor. Kentsel büyüme, ulaşım başta olmak üzere farklı altyapı hizmetlerinin sağlanmasını öne çekiyor. Kentlerdeki hizmet dengesini iyileştirmek ve fiziksel yapıyı kusursuzlaştırmak için bir süredir ötelenen, koronavirüs süreciyle askıya alınan ulaşım sektöründeki yatırımların 2021’de daha fazla gündeme geleceğini düşünüyoruz. Kısaca, 2021’in 2020’den daha iyi bir yıl olacağını, ulaşım sektörü başta olmak üzere tüm sektörlerde toparlanmanın hızlanacağını öngörüyoruz.
Karbon emisyonu artık şehirler için önemli bir konu haline geldi. Gelecekte toplu ulaşımı bu konu nasıl etkileyecek ve Otokar’ın bu konuda çözümleri var mı?
Gezegenin sürdürülebilirliği, çevre ve insan sağlığı için yenilikçi ulaşım çözümlerine olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Daha sürdürülebilir bir gelecek ve büyük şehirlere nefes aldıracak ulaşım için bizim tarafımızda birçok gündem söz konusu. Bunun başında yeni nesil araçlar geliyor. Devamında ise kaynakların verimliliğini artırmak için dijitalleşme. Dijitalleşme ve yapay zeka teknolojilerin hayatımıza kazandırılması sadece ulaşımı kusursuzlaştırmayacak aynı zamanda trafiği azaltıp, karbon salımını minimum seviyeye indirecek.
Otokar olarak kurulduğumuz günden bugüne kendi teknoloji, tasarım ve uygulamalarımız ile müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyoruz. Geride bıraktığımız 57 yılda ülkemize ve kullanıcılarımıza duyduğumuz sorumlulukla hepsi ile ayrı ayrı gurur duyduğumuz birçok başarılı projeyi hayata geçirdik. Bugün binlerce otobüsümüz 50’den fazla ülkede milyonlarca yolcuya hizmet veriyor. Bu başarıdaki en büyük itici gücümüz Ar-Ge.

Üretilen araçların daha yüksek teknolojide ve daha hızlı test edilmesi için simülatörler, test ekipmanları, bilgiyi yaratacak ve değerlendirecek bilgisayar sistemleriyle donatılmış Otokar Ar-Ge Merkezimiz, bugün sadece Otokar araçlarına değil sektöre de hizmet ediyor. Otokar’ın Ar-Ge kabiliyetleri, ürün geliştirme amaçlı CAD programları, prototip atölyeleri ve yazılımlar, bilgisayar destekli analiz ve simülasyon yazılımları, test amaçlı düzenekler ve yazılımları kapsıyor.
Geleceğin ihtiyaçları doğrultusunda birçok farklı alanda yeni donanım ve uygulamalar geliştirilmeyi hedefleyerek yeni ürün geliştirme çalışmalarımıza devam ediyoruz. Son 10 yılda ciromuzun yüzde 8’ini Ar-Ge faaliyetlerine ayırdık. Şirketimizin kendi öz kaynaklarından ayırdığı son 10 yıllık Ar-Ge harcaması 1,1 milyar TL’ye ulaştı. Her yıl bu yaklaşımımızdan taviz vermeden tasarım ve geliştirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm bu kabiliyetler ve Ar-Ge yatırımları sayesinde Otokar, fark yaratan ürünler ortaya koyuyor.
Alternatif yakıtlı araçlar konusunda yıllardır önemli çalışmalar yürüten şirketimiz, 2012 yılında Türkiye’nin ilk elektrikli otobüsünü üretti. İlk elektrikli otobüs, 9 metre uzunluğundaki şehir içi toplu taşımaya uygun Doruk Electra idi. Bunu 2019 yılında 12 metrelik elektrikli şehir içi otobüsü Kent Electra takip etti. Dinamik, zarif, modern tasarımıyla dikkat çeken ve 95 yolcuya kadar taşıma kapasitesine sahip olan Kent Electra, daha temiz bir çevre, daha sessiz trafik, daha düşük işletme maliyetleri ve daha yüksek verimlilik sağlamak hedefiyle tasarlandı.
Çevreye ve insana saygı çerçevesinde geliştirdiğimiz ürünlerimizin yanı sıra araçların birbiri ile haberleşmesi, güvenlik gibi birçok alanda öncü işlere imza attık, bu alandaki çalışmalarımız, yatırımlarımız devam ediyor.
MARUF’TA KAPSAYICI BAŞLIKLAR ÖNEMLİ
Marmara Belediyeler Birliği iki yılda bir Marmara Urban Forum adında Türkiye’nin en önemli şehircilik zirvesini yapıyor. UITP’nin de partnerleri arasında olduğu zirvenin ana temalarından bir tanesi ulaşım. Sizce bu zirvede ele alınması gereken öncelikli konu nedir?
“Çözüm Üreten Kentler” mottosuyla yola çıkan MARUF, kamu ve özel sektör, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimlerin yanı sıra ilgili tüm diğer paydaşları aynı çatı altında buluşturup bilgi ve deneyim paylaşımına zemin oluşturuyor. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda hayata geçen organizasyon, şehirlerin sorunlarının yanında, küresel ve yerel bilgilerin paylaşımına da zemin hazırlıyor. Bu doğrultuda 12 farklı tema altıda düzenlenen oturumların tüm taraflar için verimli olduğunu düşünüyorum. Oturumlarda öne çıkan konular, projeler, iş birliği alanları, çözüm önerileri ve bu doğrultuda elde edilen çıktıların yeni nesil şehircilik için önemli bir kaynak niteliği taşıdığını düşünüyorum.